İsrail'in Gazze'ye Saldırılarında Ölen Filistinlilerin Sayısı 25 Bini Geçti

Gazze'deki Sağlık Bakanlığı, İsrail ordusunun düzenlediği saldırılarda öldürülen Filistinlilerin sayısının 178 artarak 25 bin 105'e, yaralı sayısının 62 bin 681'e yükseldiğini açıkladı.

İsrail ordusunun Gazze Şeridi'ne aylardır sürdürdüğü saldırılarda öldürülen Filistinlilerin sayısı 25 bin 105'e, yaralı sayısı 62 bin 681'e çıktı.

Gazze'deki Filistin Sağlık Bakanlığından yapılan yazılı açıklamada, 178 Filistinlinin daha İsrail saldırılarında yaşamını yitirdiği, 293 kişinin yaralandığı belirtildi.

Saldırılar sonucu oluşan yıkımdan dolayı çok sayıda kişinin hala enkaz altında olduğu kaydedilen açıklamada, sivil savunma ve acil sağlık ekiplerinin bu kişilere ulaşmakta zorluk yaşadığı aktarıldı.

Bakanlık, İsrail'in Gazze Şeridi'ne 7 Ekim 2023'te başlattığı saldırılarda ölen Filistinlilerin sayısının 25 bin 105'e, yaralı sayısının ise 62 bin 681'e yükseldiğini bildirdi.

İsrail ordusunun çekildiği Han Yunus'un güneyinde de kazılmış mezarlar ortaya çıktı

İsrail ordusunun çekildiği Han Yunus'un güneyinde de kazılmış mezarlar ortaya çıktı.

İsrail ordusu, Gazze Şeridi'ndeki Han Yunus kentinin güneyinden çekilirken geride kazılarak tahrip edilmiş mezarlar bıraktı.

İsrail askerleri, bu sabah Han Yunus'un güneyindeki bölgeden çekildi. Askerlerin çekilmesinin ardından ise Filistinli ailelere ait mezarların kazılmış olduğu görüldü.

İsrail ordusu, 19 Ocak'ta yaptığı yazılı açıklamada, abluka altındaki Gazze Şeridi'nde bazı mezarları açarak cesetleri çıkardığını doğrularken, bunun Hamas'ın elinde olan ve öldüğü bildirilen İsrailli esirlerin buralara gömülüp gömülmediğini anlamak için yapıldığını savunmuştu.

Kazılan mezarlarda İsrailli esirlere ait olmadığı belirlenen cesetlerin "saygı çerçevesinde" iade edildiği ileri sürülmüştü.

İsrail ordusunun Gazze'de birçok mezarı açtığı ve kabristanları tahrip ettiği ortaya çıkmıştı.

Son olarak İsrail güçleri Gazze Şeridi'nin Han Yunus kentinde Nasır Hastanesi çevresindeki mezarlığı tahrip etmişti.

Mezarlıkta çok sayıda kabrin yıkıldığı ve bazı cenazelerin ortaya saçıldığı görüntülere yansımıştı.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.