İsrail Gazze'deki Cibaliya Mülteci Kampı'nda Sivilleri Vurdu

İsrail savaş uçaklarının Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliya Mülteci Kampı'nda sivillerin bulunduğu alanı vurduğu, çok sayıda ölü ve yaralı olduğu bildirildi.

Görgü tanıklarından alınan bilgiye göre, İsrail ordusu, Cibaliya Mülteci Kampı'nda sivillerin toplandığı alanı havadan bombaladı.

Saldırıda ilk belirlemelere göre çok sayıda Filistinli öldü, pek çok Filistinli de yaralandı.

Ölü ve yaralılar, Cibaliya bölgesindeki El-Avde Hastanesi'ne getirildi.

İsrail ordusu, dün Cibaliya Mülteci Kampı'ndaki saldırılarını genişlettiğini duyurmuş, görgü tanıkları da İsrail askerlerinin kampta "zorla yerinden edilmiş yüzlerce Filistinliyi barınma merkezlerinden Gazze kentinin batısına göçe zorladığını" aktarmıştı.

Filistin resmi ajansı WAFA da bugün yayınladığı haberinde, İsrail savaş uçaklarının Cibaliya Mülteci Kampı'ndaki bir evi vurduğunu, saldırıda aralarında hamile bir kadının da olduğu 4 kişinin öldüğünü duyurmuştu.

İsrail, Gazze'ye yardımların deniz yoluyla birkaç gün içinde girmeye başlayacağını iddia etti

İsrail ordusu yaptığı açıklamada, Gazze açıklarında "insani yardım için" ABD Ordu Merkez Komutanlığı ile işbirliğiyle inşa edilen yüzer iskelenin birkaç gün içinde Gazze'ye gönderilen yardımları almaya başlayacağı iddia edildi.

Söz konusu açıklama, Tel Aviv'e yönelik, tüm geçiş noktalarını kapatarak Gazze'deki kıtlığı "derinleştirdiği" yönünde artan uluslararası suçlamaların ardından geldi.

İsrail ordusu, 8 Mayıs'ta Kerem Ebu Salim Sınır Kapısı'nı Gazze'ye yardım taşıyanlar dahil tır geçişine kapattığını duyurmuştu. İsrail, ABD Başkanı Joe Biden'ın talebi üzerine Gazze'ye yardım götürmek amacıyla Kerem Ebu Salim Sınır Kapısı'nı yeniden açacağını iddia etse de Filistin Geçiş Otoritesi bu iddiayı yalanlamıştı.

Gazze Şeridi ile Mısır arasındaki sınırda yer alan Refah Sınır Kapısı, İsrail'in 7 Mayıs'ta Filistin tarafını kontrol ettiğini açıklamasının ardından onuncu günde de kapalı olmaya devam ediyor.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.