İsrail Gazze'de Açlığı "Soykırım Silahı" Olarak Kullanıyor

"İsrail, Gazze'nin gıda sistemini yok ediyor ve gıdayı, Filistin halkına karşı silah olarak kullanıyor. Gazze'de 2 milyon 200 bin kişinin aç olduğunu biliyoruz. Daha önce hiç bu kadar çok insanın tamamen aç bırakıldığını görmemiştik"

Birleşmiş Milletler (BM) Gıda Hakkı Özel Raportörü Michael Fakhri, İsrail'in, 7 Ekim 2023'ten bu yana Gazze'de sürdürdüğü saldırılarında sivillere yönelik orantısız güç kullandığını ve aynı zamanda açlığı da silah olarak kullanıp soykırım yaptığını söyledi.

Fakhri, İsrail'in Gazze'de gıdayı "soykırım silahı" olarak kullanmasını değerlendirdi.

İsrail'in 7 Ekim'den bu yana özellikle sivillerin gıdaya ve suya ulaşımını engellemek için saldırılarını yoğunlaştırdığını belirten Fakhri, "İsrail, açıkça Gazze'deki tüm sivillerin gıdaya erişimini sistematik olarak engelliyor. BM insani yardım ekipleri, Gazze'de gıdaya ve suya ihtiyacı olan herkese ulaşmanın neredeyse imkansız olduğunu bildirdi. Bunun en büyük nedeni İsrail'in insani yardımları engellemesi." diye konuştu.

İsrail'in Gazze'ye gıda ve su girişini engellemesiyle bölgede kıtlığın baş gösterdiğine dikkati çeken Fakhri, BM'nin son verilerinin Gazze nüfusunun yaklaşık dörtte birinin açlık çektiğini, geri kalanların ise yetersiz beslendiğini ortaya koyduğunu kaydetti.

Fakhri, temiz suya ve gıdaya erişimin bu kadar zor olduğu başka bir çatışma bölgesinin bulunmadığını dile getirerek, "İsrail, Gazze'nin gıda sistemini yok ediyor ve gıdayı, Filistin halkına karşı silah olarak kullanıyor. Gazze'de 2 milyon 200 bin kişinin aç olduğunu biliyoruz. Daha önce hiç bu kadar çok insanın tamamen aç bırakıldığını görmemiştik." ifadesini kullandı.

İsrail'in Gazze'yi 16 yıldır abluka altında tutmasının da gıdaya erişimde yaşanan sıkıntıların nedenlerinden olduğunu aktaran Fakhri, İsrail'in saldırılarında planlı olarak sivil altyapıyı, hastaneleri ve fırınları hedef aldığını anımsattı.

Fakhri, İsrail'in öncelikli hedefleri arasında Gazze'de gıda sistemini yok edip Filistinlilerin bölgeyi terk etmesi olduğunu vurgulayarak, İsrail'in insanların gıdaya erişim sağlayacağı tüm alternatif yolları kapatmak için uğraştığını belirtti.

İsrail'in Gazzelilerin gıdaya erişimini engellemesinin savaş suçu olduğunun altını çizen Fakhri, "İsrail, Gazze'yi yaşanmaz hale getirdi. Bu açıkça bir savaş suçu çünkü sivil hedeflere yönelik ayrım gözetmeyen, orantısız saldırılar söz konusu. İnsan hakları terimleriyle ifade etmek gerekirse bu bir soykırım. Filistinliler sadece Filistinli oldukları için hedef alınıyor." görüşünü paylaştı.

Fakhri, İsrail'in tarım arazilerini ve gıda işlenen işletmeleri vurduğunu, denize erişimi engellediğini hatırlatarak, sözlerini şöyle tamamladı:

"Son raporlar, İsrail ordusunun kara saldırısı başladığı günden bu yana kuzey Gazze'deki meyve bahçeleri, seralar da dahil olmak üzere tarım arazilerinin yaklaşık yüzde 22'sini ve ayrıca balıkçı teknelerinin yüzde 70'ini yok ettiği yönünde. Çoğu fırın, yakıt, su ve un eksikliğinin yanı sıra yapısal hasar nedeniyle faaliyet gösteremiyor. İsrail, Gazze'deki Filistinlilerin evlerinin yüzde 60'ından fazlasını da yok etti. Bu da her türlü yiyeceği pişirme olanağını doğrudan etkiledi. Temiz suya erişimin azalması nedeniyle bulaşıcı hastalıkların yayılması önemli ölçüde arttı."

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.