Hz. Şit (a.s.) Kimdir?

Şit Peygamber kimdir? Şit isminin anlamı nedir? Şit Peygamber ne zaman ve nerede doğdu? Şit Peygamberin babası ve annesi kimdir? Hz. Şit (a.s.) hangi kavme peygamber olarak gönderildi? Hz. Şit’e (a.s.) kaç suhuf indirildi? Hz. Şit’in (a.s.) eşi ve çocukları kimlerdir? Hz. Şit (a.s.) kaç yıl yaşadı? Hz. Şit’in (a.s.) kabri nerede? Hz. Şit’in (a.s.) kısaca hayatı...

Hz. Şit -aleyhisselam- Hz. Adem’in -aleyhisselam- beşinci çocuğudur. Hz. Adem’den -aleyhisselam- sonra dünyaya gönderilen ikinci, dünyada doğan ilk peygamberdir. Kabil’in Habil’i öldürmesinden beş yıl sonra diğer kardeşlerinin aksine ikiz olarak değil, tek başına doğdu.

HZ. ŞİT’İN (A.S.) HAYATI - Hz. Şit (a.s.) Kimdir?

Allah, Hz. Âdem ve Havva’ya -aleyhisselâm- Hâbil öldürüldükten sonra salih evlat olarak Şit’i (Şis) -aleyhisselâm- verdi.

ŞİT İSMİNİN ANLAMI

Taberî, Şît (Hibetullah) isminin Süryânîce olduğunu “Allah’ın hîbesi” anlamına geldiğini kaydeder. (Târîḫ, I, 152)

ŞİT ALEYHİSSELAMA KAÇ SUHUF GÖNDERİLDİ?

Hz. Şît’in -aleyhisselâm- peygamber olduğu, babası Hz. Âdem’e -aleyhisselâm- indirilen suhufu topladığı, Allah’ın ona da sayfalar indirdiği rivayet edilir. (İbn Kuteybe, s. 22) Taberî, Hz. Âdem -aleyhisselâm- öldükten sonra Allah’ın Şît’e elli suhuf (50 sayfa) inzâl ettiğini yazar. (Târîḫ, I, 153) Kendisine indirilen suhufta hikmet, kimya, simya, riyâzî ilimler ve bazı sanatlardan bahsedildiği nakledilir.

HZ. ADEM’E (R.A.) EN ÇOK BENZEYEN ÇOCUĞU

Hz. Âdem’in -aleyhisselâm- çocukları arasında en güzeli, en faziletlisi, en sevileni ve kendisine en çok benzeyenidir. (İbn Kuteybe, s. 20) Bu benzerliğin bir istisnası sakaldır.

SAKAL BIRAKMA GELENEĞİ NE ZAMAN BAŞLADI?

İslâmî kaynaklarda Hz. Âdem’in -aleyhisselâm- sakalsız olduğu ve erkekler için sakal geleneğinin Hz. Âdem’in -aleyhisselâm- çocuklarıyla başladığı kaydedilir. Babası Hz. Âdem’in -aleyhisselâm- ona birçok şeyi öğretti, gelecekteki tûfan hakkında bilgi verdi ve onu kendisine vâris kıldı.

ŞİT ALEYHİSSELAM KAÇ ŞEHİR KURDU?

Hz. Şît -aleyhisselâm- döneminde insanlığın yeryüzüne dağıldığı ve Hz. Şît’in -aleyhisselâm- 1000 şehir kurduğu rivayet edilir. Hz. Şît -aleyhisselâm- Mekke ve Kâbe ile de ilişkilendirilir.

ŞİT PEYGAMBER KAÇ YIL YAŞADI? - Şit Peygamberin Kabri Nerede?

Onun Mekke’de yaşadığı, Kâbe’yi çamur ve taş kullanarak inşa ettiği, 912 yaşında vefat ettiğinde Kâbe yakınındaki Ebû Kubeys’te defnedildiği anlatılır. (Taberî, I, 162) Ancak Hz. Şît’e -aleyhisselâm- nisbet edilen türbe Suriye’deki Maarretünnu‘mân’dadır. Onunla ilgili nakledilenler arasında Kābil taraftarlarıyla mücadele etmesi dikkat çekicidir.

ŞİT ALEYHİSSELAMIN EŞİ VE ÇOCUKLARI

Ayrıca Hz. Şît’in -aleyhisselâm- Hazura ile evlendiğine ve ondan Yaniş (Enuş) adlı bir oğlu ile Na‘mete adlı bir kızının doğduğu nakledilir. (a.g.e., I, 163) Hz. Şît’in -aleyhisselâm- soyu bu oğlu vasıtasıyla devam etti. Hz. Şit‘in -aleyhisselâm- alnında parlayan peygamberlik nûru zevcesine, doğduğu zaman da oğlu Yaniş’un (Enuş) alnına, ondan da oğlu Kaynan’ın alnına geçti. Asırlar boyunca alından alna geçip durdu ve nihayet Abdulmuttalibden Abdullâh’a, ondan da Hz. Muhammed’e -aleyhissalatü vesselâm- geçip son temelli sahibinde karar kıldı.

İNSANLIĞIN İKİNCİ ATASI

Hz. Âdem’in -aleyhisselâm- çocukları arasında Hâbil’in zürriyeti olmadığı, Kābil’in zürriyeti de Nûh tûfanında ortadan kalktığı için insanlığın Hz. Âdem’den -aleyhisselâm- sonraki ikinci atasının Hz. Şît -aleyhisselâm- kabul edildiği bildirilir. Müslüman âlimler Hz. Peygamber’in -aleyhissalatü vesselâm- soy kütüğü içerisinde Hz. Şît’e -aleyhisselâm- de yer verirler. (İbn İshak, s. 2)

İslam ve İhsan

KUR’AN’DA GEÇEN PEYGAMBERLERİN HAYATI

Kur’an’da Geçen Peygamberlerin Hayatı

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

  • Daha daha detaylısı var mı çünkü din ödevim bir peygamber seçiniz ve hayatını yazınız ve ben en kısasını yazmak istiyorum bu da olmazsa hz. İdris artık

    TEŞEKKÜRLER

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.