Hz. Ömer’in (r.a.) Kıymetli Kelâmları

Adaletiyle ünlü halife Hz. Ömer’in (r.a.) hikmetli nasihatleri ve sözlerinden bazıları.

Adaleti ve cesareti ile tanınan Hazret-i Ömer’in radıyallahu anh kıymetli kelâmları.

HZ. ÖMER’İN (R.A.) HİKMETLİ SÖZLERİ

* Başkasını ıslâh etmeden önce, kendini ıslah et.

* Borcunu azaltırsan hür yaşarsın, günâhlarını azaltırsan rahat ölürsün.

* Sırrını saklayan kendine hâkim olur.

* Bu günün işini yarına bırakma.

* İş bir kere geri kalırsa, hiçbir vakit ilerleyemez.

* Her şeyin bir şerefi vardır. İyiliğin şerefi de çabuk yapılmasında.

* Hayâsı gidenin, kalbi ölür.

* Sükût insanın en nefis elbisesidir.

* Çalışmak en hayırlı maldır.

* Şerri bilmeyen onun dâmına (helâkine) düşer.

* Bir sual soran adamın sualinden aklının derecesini anlarım.

* Bana hatalarımı gösteren adamdan Allah razı olsun.

* Dünyaya az meylet, hür yaşarsın.

* İnsanların en akıllısı, insanların harekatını en iyi takdir edendir.

* Helâlin onda dokuzunu, harama düşmek korkusuyla terkederdik.

* İnsanların en cahili, âhiretini başkasının dünyası için satandır.

* Mescidde oturan kimse Allah’ın huzurunda bulunuyor demektir.

* Amellerin efdali farzları yapıp haramlardan kaçınmak ve Allah katında sâdık niyettir.

* İyilik kolay bir şeydir, güleryüz ve yumuşak söz, bunu temin eder.

* Tevbe edenlerle oturun. Çünkü onların kalpleri yumuşak olur.

* İnsanın elbisesini temiz tutması, şerefi icabıdır.

* Kötülüklerin meyvası peşimanlıktır.

* İçki içmek, malı mülkü dağıtmaktır.

* Başkasında görüp de hoşlanmadığın ayıbı, kendinde olduğunu görememekten çok ayıp olmaz.

* Çok gülenin heybeti azalır. Çok konuşan çok yanılır, hataya düşer. Böyle kimsenin hayâsı azalır.

* Gündüz tutulan oruca, gece kılınan namaza, darlıkta verilen sadakaya, Allah Teâlâ kat kat sevap verir.

* Alay, şaka ve mizah etmekten kaçınınız. Zira insanın şerefini kırar, vakarını azaltır.

* Ahmak kimse ile arkadaşlıktan sakının. Şüphesiz o bazan faideli olmak isterken, zarar verebilir.

* Tevbeden maksat günâhı bilip yapmamaktır. Ameli salihde bulunmakdan maksat, kendini beğenmemektir. Şükürden maksat yerini itiraf edip, kulluğu bilmektir.

* Allah’ım! bana senin yolunda şehit olmayı nasip et. Ve Peygamberinin şehrinde ölmeyi kısmet et.

Hazret-i Ömer radıyallahu anh, hepsi de hikmet dolu on sekiz tavsiyede bulundu:

* İnsanların isyanına sebep olup, cezalandırmaktansa, isyana sebep olan şeyleri ortadan kaldırıp, itaati gerçekleştirmek daha hayırlıdır.

* Gerçek anlaşılıncaya kadar Müslüman kardeşinin yaptıklarını iyiye yor.

* Müslümanın ağzından çıkan bir sözü hemen kötü sayma, onda hayıra yorulabilecek taraflar da bulabilirsin.

* Kendini töhmetlere açık tutan kimse hakkında zanla hüküm verenleri kınama.

* Sırrını gizleyen kimse, istediği gibi davranır, onun esiri olmaz.

* Aralarında yaşayabileceğin samimi arkadaşlar edin. Çünkü onlar iyi günlerde gönül şenliği, kötü günlerinde de yardımcıdırlar.

* Ölüm pahasına da olsa doğruluktan ayrılma.

* Seni ilgilendirmeyen işlerle meşgul olma.

* Olmayan şeylere dair soru sorma, çünkü o senin için yoktan bir meşguliyettir.

* Bir konuda ilerlemeni istemeyene, o konuda bir şey havale etme.

* Yalan yere yemini hafife alma. Yoksa Allah seni helak eder.

* Kötü yolları öğrenmemen için günahkârlarla sohbet etme.

* Düşmanlardan uzak dur. Güvenmediklerinden sakın.

* Güvenilen arkadaş ise sadece Allah’tan korkandır.

* Mezarlıkta huşû içinde bulun!

* İbadet anında kendini say.

* Günâhlardan kendini koru.

***

Hazret-i Ebû Ubeyde radıyallahu anh, Yermük’e hareket ederken, Hazret-i Ömer radıyallahu anh da İslâm ordusuna şu emri gönderdi:

– Ömer size selam eder ve der ki:

“Ey İslâm’ın rüknü olan yiğidler! Düşmanlarınızı imanla karşılayınız! Üzerlerine arslanlar gibi hücum ediniz! Ve onlara zerre kadar ehemmiyet vermeyiniz! Sizin ihrazı muvaffakiyet edeceğinizi biliyoruz!”

***

Hazret-i Ömer radıyallahu anh’ın devri fütûhâtında adalet ve insaf hududu, hiçbir zaman tecavüz edilmemiştir. Bir insanın hayatına suikast etmek bir tarafa, bir ağaç bile kesilmemiştir. Kumandanlara şu emir verilirdi:

“Düşmanla dövüştüğünüz zaman gadretmeyiniz. Kimsenin âzâ ve cevârihini kesmeyiniz. Çocuklara ilişmeyiniz.”

Kaynak: Sâdık Dânâ, İslam Kahramanları 1, Erkam Yayınları

İslam ve İhsan

HZ. ÖMER’İN (R.A.) SÖZLERİ

Hz. Ömer’in (r.a.) Sözleri

HZ. ÖMER (R.A.) KİMDİR?

Hz. Ömer (r.a.) Kimdir?

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.