Hz. Ebubekir’in (r.a.) Allah’a Yakarışı

İslam peygamberi Muhammed’in (s.a.v.) sahabesi ve Dört Halife’nin ilki, Hz. Ebubekir’in (r.a.) Allah’a yakarışı.

Sadakati ve liderliğiyle tanınan “ikinin ikincisi” ve “ilk halife” Hz. Ebubekir’in radıyallahu anh Allah Teala’ya yakarışı.

HZ. EBUBEKİR’İN (R.A.) YAKARIŞI

Ya ilahî; azığı az olan bizlere lutfunu bol ver.

Ya Celil olan Allah! Sıdk ile kapına gelen, bir müflisdir.

Onun günâhı çok büyük günâhtır, o büyük günâhı mağfiret et. O hakikaten garib bir şahısdır, günahkârdır, zelil bir kuldur.

Ondan isyan, nisyan, sehv, sonra yine sehv vardır. Sende ihsan, fazl, sonra ziyadesiyle vermek vardır.

O dedi ki: Ya Rab: suçlarım kumlar gibi sayılmaz.

Bütün günâhlardan beni kurtar, suçlarımdan güzelce geç.

Ya İlahi!: benim halim ne olacak? hayırlı bir işim yok. Kötü işlerim çok, taat azığım azdır.

Bütün dertlerime deva ver ve hacetlerimi de ver Benim kalbim hastadır, hastaya şifa veren sensin.

Ya Rab, O’nun gibi, beni de ateşine söyle yakdırma

Hz. Halil İbrahim hakkında (Ey ateş yakma) dediğin gibi.

Şâfî sensin, kâfi sensin, bütün mühim işlerde

Rabbım sensin, bana yeten sensin, en güzel vekil sensin.

Ya Rab! Bana fazlı, hazinenden bağışla. Sen bağışlayan ve çok ikram edensin, içinden isteğimi ver, bana hayırlı delil ol.

Bizlere büyük mülk de bağışla, korkduğumuzdan kurtar Ey Rabbımız! Sen kâdî ve Cebrail münadi olduğu günde.

Nerde Musa, nerde İsa nerde Yahya, nerde Nuh? Ey âsî Sıddîk! sen Celil olan Mevlâna tövbe et.

Kaynak: Sâdık Dânâ, İslam Kahramanları 1, Erkam Yayınları

İslam ve İhsan

HZ. EBUBEKİR (R.A.) KİMDİR?

Hz. Ebubekir (r.a.) Kimdir?

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

  • Hak Teâlâ sizlerden razı olsun inşaAllah. Bu site ufkumuzu açtı ve sıkıntımız olunca Beş on dk bişeyler okuyoruz bu siteden , rahatlıyoruz Elhamdülillah.

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.