Her Gün Yatmadan Önce Mülk (Tebareke) Suresini Okumanın Fazileti

Her gün mümkünke yatmadan önce Mülk (Tebareke) suresini okumanın fazileti ve önemi nedir? Uyumadan önce Mülk (Tebareke) suresini okumanın fazileti ile ilgili hadisler...

İbn-i Abbâs (r.a) anlatıyor:

Rasûlullâh (s.a.v)’in ashâbından birisi kabir olduğunu bilmeden bir yere çadır kurmuştu. Bir de baktı ki kabirde bir insan Tebâreke sûresini okuyor. O kimse bu sûreyi sonuna kadar okuyup bitirdi. Bunun üzerine sahâbî Peygamber Efendimiz’in yanına geldi ve bu durumu ona haber verdi. Rasûlullah (s.a.v) onu dinledikten sonra:

“–Tebâreke sûresi men edicidir, kurtarıcıdır, kabir azâbından kurtarır” buyurdular.[1]

Nebiyy-i Ekrem Efendimiz (s.a.v) şöyle buyurmuşlardır:

“Kur’ân’da bir sûre vardır, otuz âyet… O sûre, mağfiret edilinceye kadar bir adama şefaat etti. O, تَبَارَكَ الَّذ۪ي بِيَدِهِ الْمُلْكُ Sûresi’dir.[2]

Câbir (r.a) şöyle buyurur: “Nebiyy-i Ekrem Efendimiz (s.a.v) Elif-lâm-mîm Tenzîl (Secde) ve تَبَارَكَ الَّذ۪ي بِيَدِهِ الْمُلْكُ Sûrelerini okumadan uyumazlardı.”[3]

Dipnotlar:

[1] Tirmizî, Fedâilü’l-Kur’ân (Sevâbu’l-Kur’ân), 9/2890.

[2] Tirmizî, Fedâilü’l-Kur’ân, 9/2891.

[3] Tirmizî, Fedâilü’l-Kur’ân, 9/2892.

Kaynak: Doç. Dr. Murat Kaya, Kitabımız Kur’ân Muhtevâsı ve Fazîletleri, Erkam Yayınları

İslam ve İhsan

TEBAREKE (MÜLK) SURESİ ARAPÇA TÜRKÇE OKUNUŞU VE MEALİ

Tebareke (Mülk) Suresi Arapça Türkçe Okunuşu ve Meali

MÜLK (TEBAREKE) SURESİNİN FAZİLETLERİ

Mülk (Tebareke) Suresinin Faziletleri

UYUMADAN ÖNCE OKUNACAK DUALAR

Uyumadan Önce Okunacak Dualar

GECE UYUMADAN ÖNCE OKUNACAK ŞÜKÜR DUASI

Gece Uyumadan Önce Okunacak Şükür Duası

PEYGAMBERİMİZİN YATMADAN ÖNCE OKUDUĞU DUALAR

Peygamberimizin Yatmadan Önce Okuduğu Dualar

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.