Hâtem-i Âsam Hazretleri’nin Hac Yolculuğundan Hisseler

Hâtem-i Âsam Hazretleri’nin sırtlarında yalnız yün cübbeleri bulunan azıksız 320 kişi ile hac yolculuğunda yaşamış olduğu ibretlik hadiseleri yazımızda okuyabilirsiniz.

Ebû Abdillah el-Havvâs diyor ki: “Aramızda Hâtem olduğu hâlde sırtlarında yalnız yün cübbeleri bulunan azıksız 320 kişi ile hacca gitmek üzere yola çıktık ve Rey şehrine uğradık. Burada misâfirperver, fakirleri sever, tüccardan bir zâta misâfir kaldık. Bizi ağırladı.

Âlimler Böyle Olunca Biz Niçin Daha İleri Gitmeyelim

Sabah olunca Hâtem’e: “Burada hasta bir fakih var, onu ziyarete gideceğim, arzu ederseniz siz de teşrif edebilirsiniz” dedi. Hâtem: “Hastayı ziyaret sevap, fakihin yüzüne bakmak ise ibâdettir, siz kabul ettikten sonra ben de gelirim” dedi. Hasta olan zât Rey Kadısı idi.

Evin önüne geldiğimizde baktık ki mükemmel bir konak. Bunu gören Hâtem hayret ederek: “Âlim bir zâta mütevâzı bir ev kifâyet ederdi.” diye kendi kendine söylendi. İçeri alındılar. Mefruşatla süslenmiş geniş bir sofayı gören Hâtem’in hayreti biraz daha arttı. Nihâyet yatak odasına kabul edildiklerinde, Hâtem baktı ki hasta, yumuşak bir döşek üzerinde yatıyor; başı ucunda hizmetçisi elinde yelpazeyi sallıyor. Tacir, hastanın başı ucunda oturdu, hâl ve hatırını sordu. Hâtem ise ayakta bekliyordu. Hasta kendisine oturmasını işaret etti. Hâtem kabul etmedi. “O hâlde bir isteğiniz mi var?” diye hasta kendisinden sorunca, Hâtem: “Evet sizden bir sualim var” dedi. Hasta: “Sor bakalım” deyince, Hâtem: Yatak içinde otur, ondan sonra soracağım” dedi. Hasta da oturdu. Hâtem: “Kimden okudun?” diye hastaya sordu. Hasta:

- Büyük âlimlerden, onlar da Rasûlullah’ın ashabından.

- Onlar kimden aldı?

- Rasûlullah’tan.

- Ya Rasûlullah kimden aldı?

- O da Cebrail’den, O da Hazret-i Allah’tan, dedi.

- Cebrâil aleyhisselâm vâsıtasıyla, Allah Teâlâ’dan Peygamber sallâllâhu aleyhi ve sellem’e, ondan ashabına, âlimlere ve onlardan da sana gelen ilimlerde evi daha büyük ve içerisi daha süslü olanın Allah katındaki kıymeti daha üstündür diye bir şey duydun mu?

Hasta: “Hayır” dedi.

Hâtem: “Ya, nasıl öğrendin?” Hasta:

- Dünyadan yüz çevirip âhirete teveccüh eden, yoksullara yardım edip âhireti için hazırlanan kimsenin, Allah katında mevkiinin daha üstün olduğunu öğrendim. Hâtem:

- O hâlde sen kime uydun? Peygambere sallâllâhu aleyhi ve sellem’e, ashabına radıyallâhu anhüm ve sâlihlere mi yoksa Firavun’a ve tuğla-kireç ile ilk inşaatı yapan Nemrûd’a mı? Ey fenâ âlimler! İşte dünya düşkünü câhiller sizin gibileri görür de ‘Âlimler böyle olunca biz niçin daha ileri gitmeyelim, derler’ dedi ve kadının hastalığına hastalık katarak huzurundan çıktı.

Üzüntüsünden Kırk Gün Evine Kapandı

Rey halkı Mukatil ile Hâtem arasında geçen bu mâcerayı duyup Hâtem’e:

“Kazvin’dekilerin bundan da daha muhteşem yaşayışları vardır” dediler. Hâtem de Kazvîn’e müteveccihen yola çıktı. Oradaki Kadı’nın huzuruna girdi. Kadı’ya:

“Ben acemi bir kimseyim, Allah sana rahmet etsin, nasıl abdest alacağımı bana öğretir misin” dedi. Kadı memnuniyetle kabul ederek hizmetçisine su getirtti ve uzuvlarını üçer kere yıkamak suretiyle abdestini aldı:

“İşte böyle abdest alırsın” dedi. Hâtem:

“Dur, müsaade et. Gözünün önünde ben de bir abdest alayım” deyince Kadı kalktı ve izlemeye başladı. Hâtem abdest azalarını üçer kere yıkayacak yerde dört kere yıkadı. Bunu gören Kadı:

“İsrâf ettin” dedi. Hâtem:

“Niçin” diye sorunca, Kadı:

“Üç kere yıkayacak yerde dört kere yıkadın” dedi. Hâtem:

“Sübhânallah, şaşılacak şey, sen bütün bu tantana ve debdebenle isrâf etmiyorsun da ben bir fazla su dökmekle mi isrâf ettim?” deyince, Kadı; Hâtem’in maksadını anladı ve (teessüründen) kırk gün evinde kapandı, kaldı.

Hâtem-i Âsam Hazretleri’ni Üstün Kılan Özellikler

Hâtem; Bağdâd’a geldiği zaman halk başına toplandı ve kendisine:

“Ya Ebâ Abdirrahmân, sen lisânı peltek bir Acem olduğun hâlde nasıl olur da seninle her konuşanı susturursun” dediler. Hâtem:

“Bende üç haslet var. Bunlar sâyesinde hasımlarıma üstün gelirim.

  1. Hasmım doğruyu bulunca sevinirim,
  2. hatâya düşünce mahcûb olurum,
  3. hasmımı cehâletle suçlamaktan çekinirim” dedi. İmam Ahmed b. Hanbel bunu duyunca:

“Bu, akıllı bir insana benziyor, ziyâretine gidelim” dedi.

Dünyadan Nasıl Selâmet Bulabiliriz?

Vaktâ ki yanına girdiler, İmam Ahmed b. Hanbel:

“Yâ Ebâ Abdirrahmân, dünyadan nasıl selâmet bulabiliriz?” diye sordu. Hâtem:

“Şu dört haslete sâhip olmadan dünyada huzûr ve selâmet bulamazsın; insanların kusurlarını bağışlar, onlara karşı kusur etmez, elinden gelen ikramı yaparsın ve onlardan bir şey beklemezsin. İşte ancak böylelikle selâmeti bulursun.” dedi.

Kaynak: Mehmet Lütfi Arslan, Marifet Meclisleri, Erkam Yayınları

İslam ve İhsan

MÜTEVAZI OLUP OLMADIĞINIZI NASIL ANLARSINIZ?

Mütevazı Olup Olmadığınızı Nasıl Anlarsınız?

TEVAZU İLE İLGİLİ ÖRNEKLER

Tevazu ile İlgili Örnekler

HÂTEM-İ ÂSAM’IN HAZRETLERİ’NİN SOHBETİ

Hâtem-i Âsam’ın Hazretleri’nin Sohbeti

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.