Hangisini Seçeyim?

Zor bir gün daha bitiyor, insan idrâk ettikçe günler kolay olmaktan çıkıyor, zorlaşıyor.

Fark ediyorsun ki, her an seçimler yapmaktasın ve yaptığın her seçimle, esasen kim olduğunu seçmektesin. Hiçbir ufak, kıymetsiz değil; hiçbir an, kaderin boşluğuna denk gelmiyor. Rüyalarımızda bile, rûhumuzun akislerini yansıtarak hareket ediyoruz. Işığımız neredeyse gerisine gölgemiz düşüyor, aydınlıkta her ayrıntısıyla görmek istediğimiz şeyler neler, kandili nereye tutmalıyız, biz seçiyoruz. Neyi arkamızda bırakacağımızı ve neyi loş göreceğimizi, biz seçiyoruz.

Duâlar ediyoruz; isteklerimiz kimi vakit kabul oluyor, kimi vakit olmuyor. Ya da bize öyle geliyor. Ama duâ ile ne isteyeceğimizi biz seçiyoruz. Talebenin kalitesi, sorusundan belli olur, der ya hocalar… Duâmızla kendimizi belli ediyoruz, kim şâhitlik ediyor, kim “âmin” diyor; ne denli kabul oluyor, ne vakit kabul oluyor, orası bizim işimiz değil. Harcımızca ve nasibimizce duâ edebiliyoruz.

ZOR BİR GÜN DAHA BİTİYOR

Dedim ya, zor bir gün daha bitiyor. Kimse için kolay değil bugün, herkes kendine göre nimetlerle ve imtihanlarla donatılmış. Nimetine bakıp gıpta ettiklerimiz oluyor, imtihanlarını görmezden geliyoruz. “Onunkinden” istiyoruz, kendimizinkini inşâ etmeye tembeliz. Üstelik bir hantallık çökmüş üstümüze...

Kendi yorgun hareketlerimizden de bunalmışız, içten içe, yırtarak da olsa açmak istiyoruz havayı boğan perdeyi, ufuklara koşmak istiyoruz. Nice vakittir ki biz, ruhumuzu perişan ediyoruz. Aklımızla ve bize dayatılanı sevmekle sevmemek arasındaki kalbimizle, terbiye edilmeye çalışılan, ama her duraksayışta pençelerini çıkaran hırslarımızla, her şeye rağmen güzel sesli vicdanımızla, arada kalan rûhumuz… Hırpalanıyoruz.

Zor bir gün daha bitiyor, elimizde değil… Bazı şeyler elimizde elbet, elimizde olmayanlardan daha çok yoruyorlar bizi, daha çok pişman ediyorlar. “Acaba”larla yaşamak ne denli zor! Acaba hangisi daha iyi, Allâh’ım? Acaba ne yaparsam benden daha çok râzı olursun? Acabalarımızı ancak bir yöne meyletmekle yenebiliyoruz. Temâyülümüzü de -Allâh’a duâlarımızdan başlayarak- kendimiz seçiyoruz.

Zor bir gün… Âhirzamanda yastığa başını huzurla koymak ne zor! Bu kadar göz önündeyken içimiz-dışımız, riyâdan kaçınmak ve niyetimizi ihlâsla korumak, ne zor... Bu kadar önümüzdeyken başka hayatlar, kibre ya da kıskançlığa kapılmamak ne zor…

Gözlerimizi mi yumalım, gönlümüzü mü? Bu diyardan mı kaçalım, bu insandan mı kaçınalım, dikenli bir yolda eteklerimizi mi toplayalım? Ayak bileklerimiz çiziklerle doldu. Eteğimizi sakınmaya çalışıyoruz. İlâhî… İndireceğin her hayra muhtacız…

Günler nice zamandır zor oluyor; bir gün ancak sevmekle, rızâsını istemekle, bir gün ancak kalbinde bir sevinçle güzelleşiyor. Göğe bakmak ve nîmetlere şâhit olmak… Doğan güne ve gaybın gayb oluşuna hayranlık duymakla… Allâh’ım, ne güzelsin, ne merhametlisin…

Kaynak: Rukiyye Gönüllü, Şebnem Dergisi, Sayı: 179

İslam ve İhsan

SAATÜ’L USRE (ZORLUK ZAMANI) NEDİR?

Saatü’l Usre (zorluk Zamanı) Nedir?

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.