Halk Âlemi Nedir? Emr Âlemi Nedir?

Hak Teâlâ birçok âlem yaratmıştır. Bu âlemlerin 18.000’den 360.000’e kadar olduğuna dâir muhtelif rivâyetler bulunmaktadır. Bu rivâyetler, insan aklının âlemlerin sayısını idrâk edemeyeceğinden dolayı kesretten kinâye sayılabilir.

Âyet-i kerîmede:

اَلْحَمْدُ ِللهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ

“Hamd, ancak Âlemlerin Rabbi olan Allâh’a mahsustur.” (el-Fâtiha, 1) buyrulur. Hak Teâlâ birçok âlem yaratmıştır. Bu âlemlerin 18.000’den 360.000’e kadar olduğuna dâir muhtelif rivâyetler bulunmaktadır. Bu rivâyetler, insan aklının âlemlerin sayısını idrâk edemeyeceğinden dolayı kesretten kinâye sayılabilir.

ÂLEMLER İKİYE AYRILIR

Bütün bu âlemler:

  1. Halk âlemi
  2. Emr âlemi

şeklinde iki esas sınıfta mütâlaa edilebilir. İnsanın yaratılışı bu iki âlem­den de hisse almıştır.

Allâh Teâlâ’nın yaratmasının halk ve emr şeklinde olduğu âyet-i kerîmede şöyle bildirilir:

أَلاَ لَهُ الْخَلْقُ وَاْلأَمْرُ تَبَارَكَ الله ُرَبُّ الْعَالَمِينَ

“…Bilmiş olun ki, halk da emr de ancak Allâh’a âittir. Âlemlerin Rabbi olan Allâh ne yücedir!” (el-A’râf, 54)

A'RÂF SÛRESİ 54. ÂYETİN TEFSİRİ

Bu âyetle alâkalı olarak Müfessir Elmalılı Hamdi Yazır, şu îzâhı yapmaktadır:

“Baştan sona takdîr ve tekvîn (var etme) de O’nun, kabul etme ve şerîat koyma da O’nundur. Şu hâlde hacim ve miktârı bulunan yaratıklar da O’nun mülkü, onlar üzerinde cereyan eden hacimsiz miktarsız emirler de… Yâni yaratma da O’nun, yürütme de O’nun; cisim, madde ve şekil O’nun îcad ve yapısı, onları yürüten kuvvet ve rûh da O’nun tesir ve gücüdür. O’ndan başkası ne yokluğa vücud ne de mümkünlere vücûb verebilir. Var etme O’nun, vâcib kılmak O’nun, hârika O’nun, kanun O’nun, bütün mâsivâ (Allâh dışında her şey) O’nun hükmü altındadır; O’nun yaratma ve emrinden ibârettir. O ise her şeyi yaratan ve mutlak tasarruf sâhibidir; gerçekte ne O’nun îcâdına dayanmayan bir mevcûd bulunabilir, ne de onun emir ve îcâbına uymayan emirler, emir olabilir.”

HALK ÂLEMİ NEDİR?

Za­man ve mekânla mu­kay­yed olarak ya­ra­tıl­mış­ varlıklar­dan te­şek­kül eden âleme “halk âle­mi” denir. Bu­na mülk ve şe­hâ­det âle­mi de de­ni­lir. Zâ­hi­rî beş du­yu­muz­la his­set­ti­ği­miz şey­ler bu âlem­den­dir.

EMR ÂLEMİ NEDİR?

Meta­fizik, mânevî ve derûnî âleme de “emr âlemi” denilir. Diğer bir ifâdeyle emr âle­mi, za­man ve mad­de mevzuu­ba­his ol­mak­sı­zın Ce­nâb-ı Hakk’ın “kün” yâni “ol” em­ri ile var olan âlemdir. Bu­na me­le­kût ve gayb âle­mi de de­ni­lir. Akıl, nefs, rûh, kalb, sır vb. le­tâ­if­ler bu âle­me âit­tir. Kur’ân-ı Kerîm’de:

قُلِ الرُّوحُ مِنْ أَمْرِ رَبِّي

“…De ki: Rûh, Rabbimin emrindendir!..” (el-İsrâ, 85) buyrularak rûhun da emir âleminden olduğu beyân edilmiştir.

Bu iki âlemde cereyân eden iki ayrı yaratmaya işâret etmek üzere âyet-i kerîmede şöyle buyrulur:

إِنَّمَا أَمْرُهُ إِذَا أَرَادَ شَيْئاً أَنْ يَقُولَ لَهُ كُنْ فَيَكُونُ

“Bir şey yaratmak istediği zaman O’nun yaptığı (sadece) «Ol!» demekten ibâ­rettir. (O da) hemen oluverir.” (Yâsîn, 82)

Kaynak: Osman Nûri Topbaş, Nebiler Silsilesi 1, Erkam Yayınları.

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.