Günah İşlememek İçin Ne Yapmalıyız?

Günahlardan nasıl korunuruz? Günahlardan sakınmak için ne yapmalı? İbrahim bin Edhem Hazretleri’nin günah işlemek istendiğinde yapılmasını tavsiye ettiği beş şey.

Rivayete göre bir genç İbrahim bin Edhem Hazretleri’ne gelerek:

“–Efendim, ben günahlar işleyerek kendi kendine zulmeden bir kimseyim. Beni bunlardan vazgeçirecek ve kalbimi uyandıracak bir şeyler söyleyiniz!” dedi.

GÜNAH İŞLEMEK İSTEDİĞİNDE ŞU BEŞ ŞEYİ DÜŞÜN

Hazret (r.a) şöyle dedi:

“–Beş şeyi kabul edersen günah sana zarar vermez, nefsin lezzetleri de seni helâk etmez!”

“–Buyrun efendim, söyleyin!”

“–Birincisi, Allah’a isyan etmeyi (günah işlemeyi) istediğinde onun rızkını yeme!”

“–O zaman nerede karnımı doyuracağım, yeryüzündeki bütün rızıklar O’nun?”

“–O hâlde kardeşim hem O’nun rızkını yiyip hem de O’na isyân etmek uygun düşer mi?”

“–Hayır. Peki ikincisi nedir?”

“–O’na isyân etmeyi istediğinde O’nun mekânında oturma!”

“–Bu birinciden daha zor. Doğu, batı ve bunların arasındaki her yer O’nun iken ben nerede oturacağım?”

“–Ey kardeşim, rızkını yiyip, mekânında oturup O’na isyan etmek uygun düşer mi?”

“–Hayır. Üçüncüsünü söyleyin!”

“–O’nun rızkı altında ve O’nun mekânında olduğun hâlde O’na isyan etmek istediğinde, seni kendisine karşı gelirken göremeyeceği bir yer bul da orada günah işle!”

“–Efendim, bu nasıl mümkün olabilir, O bütün gizliliklere muttalidir?”

“–O hâlde ey kardeşim O’nun rızkını yiyeceksin, O’nun mekânında yaşayacaksın, bir de seni ve kendisine karşı açıkça işlediğin fiilleri gördüğü hâlde O’na isyân edeceksin, bu hiç münasip düşer mi?”

“–Hayır. Peki dördüncüyü söyler misiniz?”

“–Ölüm meleği rûhunu almak için geldiğinde ona: «Samimî bir tevbe edip Allah için sâlih ameller işleyinceye kadar bana mühlet ver!» de!”

“–Ama o bunu kabul etmez!”

“–Ey kardeşim, madem ölümü tevbe edecek kadar bir müddet için bile kendinden uzaklaştıramıyorsun ve biliyorsun ki o geldiğinde bir an bile geciktirilmez, peki kurtuluşu nasıl ümid edebiliyorsun?”

“–Beşinciyi söyleyin!”

“–Kıyamet günü zebâniler seni Cehennem’e götürmek için geldiklerinde onlarla birlikte gitme!”

“–Efendim, onlar beni bırakmaz, isteğimi kabul etmezler!”

“–Peki öyleyse selâmete çıkmayı nasıl ümid edebiliyorsun?”

“–Efendim, bu kadarı bana yeter, Allah’tan beni mağfiret etmesini istiyor ve O’na tevbe ediyorum.”

Bu genç ölünceye kadar İbrahim bin Edhem Hazretleri’nin yanında kaldı ve ibadetlerle dolu bir hayat yaşadı. (İbn-i Kudâme el-Makdisî (v. 620), Kitâbu’t-Tevvâbîn, Dâru İbn Hazm, 1424, s. 168-169)

 

İslam ve İhsan

HİÇ GÜNAH İŞLEMEDEN BİR GÜN YAŞANABİLİR Mİ?

Hiç Günah İşlemeden Bir Gün Yaşanabilir mi?

BÜYÜK GÜNAHLAR

Büyük Günahlar

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

  • dini kurandan öğrenmezseniz daha çooook böyle saçma sapan sorular sorarsınız.

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.