Görme Engelli Hafızın Kuran Sevgisi

Hafız Hasan Özdemir, 58 yaşında bir müezzin. Onu diğerlerinden ayıran şey, çocuk yaşta gözlerini kaybetmesine rağmen hayalini kurduğu hafızlığa devam etmesi.

Gözlerinde bir problem olduğunu ilkokul öğretmeni fark etti. Fakat ne o günün şartlarında ne de bugünün şartlarında tıbben bir çaresi bulunmuyordu.

58 yalındaki Hasan Özdemir, çocuk yaşta görme yetisini kaybetti fakat hafızlık hayalinden vazgeçmedi.

Yarım asrı aşkın bir süredir adeta “Hafız Fabrikası” gibi hizmet veren Bayrampaşa Yeşil Cami Kur'an Kursu’nda hafızlığa başladığı yıllarda hala görebiliyordu aslında.

Fakat zaman ilerledikçe görememeye başladı ve hafızlığın büyük bir bölümünü arkadaşıyla dinleyerek tamamladı.

Hedeflerini bir bir gerçekleştirdi

Hafız olduğunda artık âmâ idi lakin o, bununla yaşamaya çoktan alışmıştı ve hedeflerini bir bir gerçekleştirmeyi sürdürdü.

Hafızlığın ardından önce İslami İlimler tahsil eden Hasan Özdemir, daha sonra evlendi ve müezzin olarak Diyanet İşleri Başkanlığı’na bağlı camilerde resmi görevine başladı.

Uzun yıllardır ise öğrencilik yıllarını geçirdiği Bayrampaşa Yeşil Cami’de hem müezzinlik görevini ifâ ediyor hem de kurstaki öğrencilere talim ve tecvid dersleri veriyor.

“Gözlerim yeniden görse Kur'an-ı Kerim’e bakmak isterdim”

1975 yılında kursa başlayıp 2 yıl sonra hafızlığını bitirdiğini ifade eden Hasan Özdemir, Kur'an-ı Kerim’in ilk çeyreğini ezberledikten sonra görme yetisini kaybettiğini söyledi.

Durumdan, hafızlık hocasını haberdar etmesinin ardından yaşadıklarını anlatan Özdemir, “Hocam; okuması düzgün, kendi zeka seviyeme denk bir öğrenci arkadaşımı benim için görevlendirdi ve biz ayetleri birbirimize sürekli dinleterek günlük ezberlerimizi tamamladık.” dedi.

Zor şartlarda hafızlığını tamamladığından dolayı bunun önemini daha fazla kavradığını ve onu muhafaza etmek için dört elle sarıldığını aktaran Özdemir, yaşadıklarını şöyle özetledi:

“Hocalarımız, ‘hafız olmak kolay, hafız ölmek zordur’ derler. Ben de çok zor şartlarla hafızlığımı tamamladığım için onun peşini bırakmadım, devamlı tekrar ettim. 50 yaşıma gelen kadar her yıl Ramazan aylarında görevli olduğum camilerde ezberden mukabelelerimi okudum. Şu anda da hamdolsun hafızlığım epey kuvvetli durumda. Gözlerim yeniden görecek olsa Kur'an-ı Kerim’i görmek ve ona dört elle sarılmak isterdim. Ona tekrar kavuşmanın sevincini doya doya yaşamak isterdim.

Evimden camiye kendi başıma bastonumla birlikte gelebiliyorum. Kursta bazen bana çocuklar ve arkadaşlar yardımcı oluyorlar sağ olsunlar. Onları o hizmetten mahrum etmek istemiyorum fakat ben onlar olmadan da kendi yemeğimi yiyip, çayımı doldurabiliyorum. Onlara zahmet vermek istemiyorum. Hem camide hem de kursta normal bir insanın yapabildiği her işi kendi başıma yapabiliyorum çok şükür.”

Görme engelli hafız: Yeniden görsem Kur an-ı Kerim’e bakmak isterdim #1

O bir “Taş Hafız"

Aynı zamanda kuvvetli de bir hafız olan Hasan Özdemir, Kur'an-ı Kerim’in herhangi bir yerinden ona sorulan ayetin devamını, öncesini, karşı sayfasını okuyabiliyor ve gençlere örnek olmayı sürdürüyor.

Bu sebeple Özdemir, 210 talebenin öğrenim gördüğü Yeşil Cami’deki öğrenciler arasında “Taş Hafız” olarak anılıyor. (ensonhaber)

İslam ve İhsan

HAFIZLIK İLE İLGİLİ HADİSLER VE HAFIZLIĞIN FAZİLETİ

Hafızlık İle İlgili Hadisler ve Hafızlığın Fazileti

HAFIZAYI GÜÇLENDİRMEK İÇİN OKUNACAK DUA

Hafızayı Güçlendirmek İçin Okunacak Dua

NASIL HÂFIZ OLUNUR?

Nasıl Hâfız Olunur?

KUR’ÂN-I KERİM OKUMANIN FAZİLETİ İLE İLGİLİ HADİSLER

Kur’ân-ı Kerim Okumanın Fazileti İle İlgili Hadisler

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.