Gencim, Mutluyum Kafam Karışık

Genç Dergisi'nin bu ayki kapağı “Gencim, Mutluyum Kafam Karışık” başlığını taşıyor. Türkiye Gençlik STK'ları Platformu’nun (TGSP) Gençlik Araştırması'nın ilginç sonuçları farklı isimler tarafından değerlendiriliyor.

Genç’in tanıtım yazısını sizler için alıntıladık:

Bu ay kapağımıza “Gencim, Mutluyum Kafam Karışık” başlığını taşıdık. TGSP’nin Gençlik Araştırması ilginç sonuçları ile gündemde. Sosyolojik bir fotoğraf hükmündeki bu kıymetli araştırma muhtemelen kısa bir müddet sonra sadece ilgililerin ulaşacağı bir yalnızlığa terk edilecektir. Ama biz öyle olmaması gerektiğini düşünüyoruz. Gençler; yıkıcı değişim ve dönüşüm zamanında beklentisiz, derinlikli ve özellikli çalışmalara ihtiyaç duyuyorlar, çünkü kafaları da gönülleri de fena halde karışık. Seslensen duyulacak bir yakınlıkta ama sahih seslere kulak kabartmayacak kadar meşgul ve yoğun gözüküyorlar. Dahası bu hallerin pek de fena olmadığını düşünüyorlar. Dosyamız gençlerle ilgili son fotoğrafı işte bu düşüncelerle önümüze koyuyor. Editörümüz Süleyman Ragıp Yazıcılar, Editörden yazısında “Gençlik Çalışmalarında Bereketin Sırrı Nerededir?” başlığı ile sesleniyor. Taha Kılınç ise “Kurabiye Çocukları?” başlığıyla yazdı. Adem Özköse “Güzellik ve Güvenlik Kaynağı İslam” başlığı ile İspanya gezisinden notlarını yazdı. Ömer Faruk Terzi, Hüsrev Hatemi, Ahmet Murat Özel gibi kıymetli isimlerle yaptığımız söyleşiler de Aralık sayımızda sizleri bekliyor.

EDİTÖRDEN / SÜLEYMAN RAGIP YAZICILAR

GENÇLİK ÇALIŞMALARINDA BEREKETİN SIRRI NEREDEDİR?

“Vefa ve İstişare Buluşmaları” adı altında iki güzel program yaptık geçtiğimiz ay. Birbirin- den farklı alanlarda gayret gösteren, fikirlerine kıymet verdiğimiz “dertli” isimlerle bir araya gel- dik, gençlik meselelerini konuştuk. Samimidir, rahattır, doğaldır bizim birlikteliklerimiz, herkes içinden geldiği gibi konuşur, ele aldığımız ko- nuları özgürce işleriz, hayatın içinden tahliller ve yerinde tespitlerle süslenir müzakereler. İlk buluşmamızda Türkiye ve dünya gençliğinin genel bir tahlilini yaptık, ikinci buluşmamızda gençlik faaliyetlerindeki eksikleri, hataları ma- saya yatırdık.

NELER OLUYOR HAYATTA / SALİH YÜZGENÇ

Haber Başlıkları Şöyle:

-Telefonunuzu Bırakın Ve Hayata Karışın

-Yıkılsın Zalimin Düzeni! Yıkılsın, Yıkılsın, Yıkılsın...

-Kudüs En Zor Dönemini Yaşıyor

-“Kara Cuma” Oldu “Beyaz Cuma”! İyi Uykular Dünya...

DOSYA / YAZI İŞLERİ

GENCİM, MUTLUYUM KAFAM KARIŞIK

TGSP’nin Gençlik Araştırması ilginç sonuçları ile gündemde. Sosyolojik bir fotoğraf hükmündeki bu kıymetli araştırma muhtemelen kısa bir müddet sonra sadece ilgililerin ulaşacağı bir yalnızlığa terk edilecektir. Ama biz öyle olmaması gerektiğini düşünüyoruz. Gençler; yıkıcı değişim ve dönüşüm zamanında beklentisiz, derinlikli ve özellikli çalışmalara ihtiyaç duyuyorlar, çünkü kafaları da gönülleri de fena halde karışık. Seslensen duyulacak bir yakınlıkta ama sahih seslere kulak kabartmayacak kadar meşgul ve yoğun gözüküyorlar. Dahası bu hallerin pek de fena olmadığını düşünüyorlar. Dosyamız gençlerle ilgili son fotoğrafı işte bu düşüncelerle önümüze koyuyor.

DOSYA ÖZEL / ABDULLAH YALNIZ

YEDİĞİN ÖNÜNDE, YEMEDİĞİN ARKANDA; BAŞKA NE DERDİN OLABİLİR?!

TGSP’ninhazırladığı“Türkiye’nin Gençleri” araştırması; gençlerin yoğun bir şekilde “hayatından memnun olmama, bir gruba ait olma ihtiyacını karşılayamama, gelecek kaygısı yaşama, umut- suzluk içine düşme, mücadele azmini kaybetme” sıkıntısı yaşadığını ortaya koyuyor.

BİR BAŞKA AÇIDAN / TAHA KILINÇ

KURABİYE ÇOCUKLARI

İslâm’ı derinlemesine bilmenin, anlamanın ve yaşamanın “bir branşlaşma ve meslek meselesi” olmadığını, aksine bunun hepimizin boynunda bir borç olarak durduğunu anladığımız gün, felâha ve ıslaha bir adım daha yaklaşmış olacağız. Fertçe ve ümmetçe.

MODERN ZAMAN SENDROMLARI / AYŞE YAZICILAR

KALİFORNİYA SENDROMU

Bir hayat tarzı olarak tanımlanan Kaliforniya Sendromunun öne çıkan özelliklerini üç maddede özetlemek gerekirse; zevke düşkünlük, bencillik ve yalnızlık.

KAFALARDAKİ SORULAR / SONER DUMAN

ALLAH BİZİM CENNETE VE CEHENNEME GİRECEĞİMİZİ BİLİYORSA, NEDEN BİZİ İMTİHAN EDİYOR?

Rabbimiz ezeli ilmiyle bildiği, ezeli iradesiyle dileyip tercih ettiği şeyleri yaratma sıfatıyla yaratıp varlık âlemine çıkardı. Bizim açımızdan bakıldığında ortada tam bir imtihan var. Hiçbir şey belli değil. Bize seçme hakkı verilmiş, irade verilmiş. Hiçbir şey zorla yaptırılmıyor, her şeyi biz yapıyoruz. Ama meseleye Allah açısından bakıldığında o her şeyi biliyor, bildiklerini yarata- rak pratiğe döküyor. Varlıklar onun ezelî ilminden varlık âlemine çıkarken O’nun irade, kudret, tekvin gibi bütün sıfatları da tecelli ediyor.

TAZİYE / M. LÜTFİ ARSLAN

BİR MUHSİN’İN ARDINDAN

Gençlerle son görüşmesi geçtiğimiz Ramazan ayında Ga- zanfer Ağa Medresesi’ndeki bir iftar vesilesi ile olmuştu. Orada şu gönül sözü ile ettiği vedayı nasıl unuturuz: “Bilemiyorum ama herhalde bu sizlerle son görüşmemizdir. Artık havz-ı kev- serde buluşuruz inşallah. Size bütün haklarımı helal ediyorum. Bu işlerde bulunmaya devam ettiğiniz müddetçe sizde hiçbir hakkım olmaz zaten. Siz de hakkınızı helal ediniz.”

GENÇLERLE 12 SORU 12 CEVAP/ OSMAN NURİ TOPBAŞ

ATEİZM VE DEİZM FİTNESİ-3

“...Rahmân olan Allâh’ın yaratışında hiçbir uygunsuzluk göremezsin. Gözünü çevir de bir bak, bir bozukluk görebiliyor musun? Sonra gözünü, tekrar tekrar çevir bak; göz (hiçbir nizamsızlık ve bozukluk tespit edemeden) âciz ve bitkin bir hâlde sana dönecektir.” (el-Mülk, 3-4)

SEYYAH / ADEM ÖZKÖSE

BİR GÜZELLİK VE GÜVENLİK KAYNAĞI İSLAM

Müslümanlarla birlikte yeni bir coşku, yeni bir heyecan, yeni bir uyanış başlıyor; İslam, İspanyollar için bir anlama, bir hayata, bir güzellik ve güvenlik kaynağına dönüşüyordu.

MANEVİ KİŞİLİĞİN İNŞASI/ ADEM ERGÜL

DİL BU; ŞEKERE DE DÖNÜŞÜR ZEHİRE DE!

Dilin sarf ettiği bir söz, kimi zaman bir cennet huzuru, kimi zaman da bir cehennem kıvılcımı doğurur. Bu öyle bir uzuvdur ki, onunla gönül kırmak da gönül almak da imkân dâhilindedir. Öyleyse dili yönetmek, kendimizi yönetmenin en önemli alanlarından biridir.

VURGU / EMRE TOPOĞLU

HAYATTA HER ŞEY OKULDA ÖĞRENİLMİYOR!

Ne garip bir başlık değil mi? Birçok yerde duyabileceğimiz ve daha önemlisi birçok konuya hazırlık cümlesi olarak kullanılabilecek kadar geniş bir ifade...

KIZIL ELMA / GÖKHAN GÖKÇEK

BALKANLAR’I İSLAMLA VATAN KILDIK 

Yaptığı göçler, kazandığı harpler ve vatan kıldığı yurtlar ile nam salan Türkler, çok geniş coğrafyalara hükmetmiştir. Kısa ve popüler bir ifadeyle ‘Adriyatik’ten Çin Seddi’ne’ muazzam bir coğrafyada Türklerin derin izleri hala devam eder. Bilhassa Oğuzlar olmak üzere konargöçerliğini sürdüren Türkler pek çok coğrafyaya yayılmış ve yeni yurtları vatan kılmıştır. Bu vatanlardan birisi de Balkan coğrafyasıdır.

BU TOPRAĞIN DEĞERLERİ / MESUT KAYA

BİZE OSMANLI DERLER, BİZ KÜTÜPHANE KURARIZ

Osmanlı’da kütüphane kurma kültürü, sadece İstanbul’la sınırlı kalmamış. Payitahtta üst makamlarda bulunan devlet adamları, ülkenin farklı şehirlerinde de kütüphaneler yaptırıp kitaplar vakfetmişler. Kayserili Reisülküttâb Râşid Efendi Kayseri’de Ulu Camii’nin, Yusuf Ağa Konya’da Sultan Selim Camii’nin bitişiğine birer kütüphane binası inşa ettirmişler.

TEN KAFESİ / YUNUS EMRE TOZAL

KUR’AN OKUMAK, KÂİNATI OKUMAKTIR

Hafızlığın şükrü de onu unutmamak; yaşamak; hayatı onunla güzelleştirmek ve hafız yetiştirmektir. Bu toplumun önderleri olacaksınız. Bu toplumun ve dünya Müslümanlarının sıkıntılarını, tıkandıkları noktaları analiz edip çözümler geliştireceksiniz. Bu dualarla ve böyle ulvî temennilerle sizlere hafızlık yaptırıyoruz. Unutmayın, Kur’an okumak, kâinatı okumaktır”.

BİR OKUMA ÇABASI / AYŞEGÜL ÖZTOPRAK

BEDEN

Nefes bedenin ihtiyacı iken, ruh gidince neden nefesten bile geçer beden? Neden beden?

GEZİ YORUM / HANDE BERRA

ON İKİ SADIK DAİRE

Depremlerin sallayıp yıktığı İznik hâlâ sürprizlerle dolu. Müzede sıralanmış Yunan, Roma, Bizans lahitleri, Osmanlı mezar taşları... Hepsinin kabartmalarında bir hikâye. Gözlerimi kapamış ıslak okun sesini dinliyorum. Bir çoban türküsü duyuluyor uzaktan.

BİR ŞEY / BÜŞRA NUR TURAN

-Pİ’nin Yaşamı

-Bir bakış aracı

-Bir Çiçekli Camii

-En Kötü Mülteci Kampı

MİKRO ÂLEMDEN MAKRO ÂLEME / MUAZ ERDEM

UZAY MERAKLILARINA FİLM TAVSİYELERİ

Uzayla ilgili çekilen filmlerin önemli bir kısmı blim kurgu kategorisinde olsa da biz daha çok biyografi ve gerçek olaylara dayanan filmleri tavsiye edeceğiz. Uzayla ilgisi olmayan birinin dahi kendisi için önemli dersler çıkarabileceği nitelikte olan bu filmler, insanın azmiyle çalıştığında her şeyin üstesinden gelebileceğini göstermesi açısından önem arz ediyor.

BİRAZ KÜLTÜR, BİRAZ SANAT / YUSUF TEMİZCAN

-Artık Sesli Kütüphane Dönemi mi Başlıyor?

-Rafları Sıklaştıralım

-Bankalar Yayıncılığa Daha Fazla Yatırım Yapmalı

-Notlar

-Kitaplık

-Kısa Kısa

FOTO HİKÂYE / MERVE ÖZKAN

O’NU ÇOK SEV

Akşam olmak üzereydi. Birazdan eşi işten gelecek pişirdiği çorbaya üç kaşık daldıracaklar ve o akşam da elhamdülillah doyacaklardı. Fakat işler biraz farklı gitti. Telefonu çalıyordu, karıştırdığı çorbanın altını kısarak telefonu açtı. Ağızların tadını kaçıran o haberi almışlardı o akşam. Bir yakınları ölmüştü. Apar topar memlekete döndüler. Defin işleri hallolduktan sonra “21 yaşında bir evladın, babasının mezarına toprak attığını gördüğümde kahrolmuştum. Daha da beteri varmış: 12 yaşında bir evladın, babasının mezarına toprak atması. Babalar oğullarını defaatle omzunda taşırmış da oğullar babalarını sadece bir defa omzunda taşırmış” diye iç geçirdi.

YAZI ATÖLYESİ / METİN KARABAŞOĞLU

YAZMAYA BAŞLAMA YAŞI

Yazıya başlamakla ilgili bir yaş aralığı var mı? İyi bir yazar olmak için ne zamana kadar yazmaya başlamış olmamız gerekir?

ÖDÜLLÜ TEST / AYŞE YAZICILAR

10 SORUDA DOĞAN CÜCELOĞLU

21 Aralık’a kadar tüm sorulara doğru cevap veren 1 kişiye, Doğan Cüceloğlu’nun dört kitaptan oluşan setini hediye ediyoruz.

genc.in/odullutest

Kasım Ayı Röportajları İse Şu Şekilde:

Ömer Faruk Terzi: Gençliğin Sorunları Türkiye’nin Gelecek Sorunlarıdır Konuşan: Yazı İşleri

Ahmet Özdinç: Gençler Hayatının Baharında Kışı Görmemeli Konuşan: Yazı İşleri

Hüsrev Hatemi: Leyla ile Mecnun Aşlarının Tedavi Edilmesini İstemezlerdi Konuşan: Abdullah Güner

Abdullah Tivnikli: Bereketli Bir Hayatı Yaşamak Konuşan: Yusuf Temizcan

Ahmet Murat Özel: Batı’dan Aldığım Hastalığı Yine Batı’dan Edindiğim İlaç ile Tedavi Ettim Konuşan: Yusuf Temizcan

Doğan Gökmen: Kitaplar Güney Afrika’ya Ulaşıyor mu? Konuşan: Esad Mücahid Eskimez

Muktedir Gedik: Ben Burada Ne Üreteceğim? Konuşan: Ömer Faruk Özbil

Nilüfer Kurfeyz & Selim Sağlam: Referansı Kur’an ve Hadis Olan Bir Sanat: Tezhib Konuşan: Salih Yüzgenç

Ayrıntılı Bilgi: www.gencdergisi.com

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.