'Gencim Kovid-19 Bulaşırsa Rahat Atlatırım Diye Düşünürken En Kötü Atlatanlardanım'

Kovid-19'u yenen Dr. Soner Özcan "Her şey denendi, en son yapılan tedaviyle hayata tutundum. 3 çocuğum var, onlara da bulaştı. Dikkat etmeme rağmen 'ben gencim Kovid-19 bulaşırsa rahat atlatırım' diye düşünürken, süreci en kötü atlatanlardanım" dedi.

Erzurum Şehir Hastanesi Başhekim Yardımcısı olarak görev yapan ve yeni tip koronavirüsü (Kovid-19) yenen Dr. Soner Özcan, tedavi sürecinde yaşadıklarını anlattı.

Pandemi hastanesine dönüştürülen sağlık kurumunda görevli doktorlardan Soner Özcan, AA muhabirine, salgınla mücadelede tüm sağlık çalışanlarının hastaları iyileştirebilmek için gece gündüz demeden büyük çaba harcadığını söyledi.

Özcan, ortopedi servisinde görev yaptığını ve tedbir almasına rağmen hastalığa yakalandığını dile getirerek, "Ortopedi servisindeki 11 doktordan 7'si aynı anda pozitif oldu. Dikkat ediyoruz, önlemleri alıyoruz fakat günlük yaklaşık 70-80 hasta geliyor. Hastalık bir şekilde size bulaşıyor." dedi.

Süreci en ağır atlatan doktorlardan olduğunu aktaran Özcan, "5 gün ev, 10 gün servis ve 10 gün de yoğun bakım sürecim oldu. Her şey denendi, en son yapılan tedaviyle hayata tutundum. Böyle zor bir süreçten geçtim, atlattım çok şükür. Ortopedi uzmanı ve hastanede riskten kısmen uzak olmama rağmen bunu yaşadık. Tekrar döndük, görevimizin başındayız. Acil serviste hastalarımıza hizmet vermeye çalışıyoruz." diye konuştu.

"YATAKTA SAĞDAN SOLA DÖNEMİYORSUNUZ"

Özcan, sigara kullanmaması ve hiçbir hastalığı olmamasına karşılık çok zorlu bir süreç yaşadığına dikkati çekerek, şöyle devam etti:

"Hayatın gözünün önünden geçiyor. 3 çocuğum var, onlara da bulaştı, onlar da bu hastalık sürecini atlattı. Yatakta sağdan sola dönemiyorsunuz, çok kötü bir süreç. Muhtaç olmak çok kötü bir şey. Onun için herkesin dikkat etmesi lazım. Eşim tedavi görmedi, ona bulaşmadı. İnsanlar 'ben gencim, bana bulaşmaz' diye düşünmesin. Dikkat etmeme rağmen 'ben gencim Kovid-19 bulaşırsa rahat atlatırım' diye düşünürken, süreci en kötü atlatanlardanım. Benden sonra çevremdekiler, arkadaşlarım, akrabalarım da 'demek ki genç hastada da ağır seyrediyormuş' diye daha fazla önlem almaya başladı."

Hastalığa yakalanan çocuklarının yaşadıkları hakkında da bilgi veren Özcan, "Çocuklarımdan sadece birini gördüm, ateşi çıktı. Diğer ikisinin de ben hastanedeyken hastalığı geçirdiklerini öğrendim. Çocuklar rahat atlatıyor. Hiçbir şekilde hastane yatışı olmadan, ilaç kullanmadan onlar rahat atlattı. Bu hastalık sırasında entübasyonda bir cihaza bağlıyorlar. Benim için o düşünüldü fakat bir önceki evrede iyileştim. Bütün hayatın gözünün önünden geçiyor. Acil durumdasın, ne yapacağını bilmiyorsun. 'Acaba bir hatam var mıydı? Şuna mı, buna mı dikkat etseydim' diye içinden geçiriyorsun." ifadelerini kullandı.

"GENCİM BANA BİR ŞEY OLMAZ DEMESİNLER"

Özcan, hastalık riskine karşı insanlardan kurallara uymalarını isteyerek, "Bu hastalıkta genelde 65 yaş ve belli bir yaş üstü olanların dikkat etmesi gerektiği söylendi fakat ben 37 yaşındayım, çok ağır atlattım. 'Gencim, bana bir şey olmaz' demesinler. Bu hastalığın bulaş yolları ağız, burun ve göz. Maske takılacak ve temastan uzak durup dikkat edilecek. 'Ben atlatırım, rahat geçiririm' diyoruz ama bir şekilde hastanede hizmet verirken gelen hastalardan veya arkadaşlarımızdan kapıyoruz." değerlendirmesinde bulundu.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.