Gazze'de Açlık ve Susuzluk Had Safhada

Gazze Şeridi'nin kuzeyinde ve Gazze kentinde açlıktan ölen çocukların sayısının 15'e yükselirken, aç ve susuz bırakılan Filistinliler, İsrail saldırıları karşısında var olmaya çalışırken, yaşam mücadelesi de veriyor.

İsrail'in aç ve susuz bırakarak kıtlığa neden olduğu Gazze Şeridi'ndeki açlık seviyesinin çok arttığı ve havadan ulaştırılan gıda yardımlarının "faydasız" olduğu bildirildi.

Gazze'deki hükümetin medya ofisinden yapılan yazılı açıklamada, İsrail engeli nedeniyle insani yardımların ulaştırılamadığı Gazze Şeridi'nin kuzeyinde ve Gazze kentinde açlıktan ölen çocukların sayısının 15'e yükseldiği hatırlatılarak, 700 bin Filistinlinin de şiddetli açlık tehdidiyle karşı karşıya olduğu belirtildi.

Açıklamada, Gazze Şeridi'nde açlık seviyesinin çok arttığı ve 2,4 milyon kişinin büyük gıda sıkıntısı çektiği ifade edilerek, "Bazı ülkeler birkaç uçakla havadan yardım sağlama üzerinde çalıştı. Ancak herkesin bildiği gibi bu, Gazze halkına yardımların ulaştırılması için en iyi yol değil. Havadan ulaştırılan gıda yardımları faydasız." denildi.

Açıklamada, "kara sınırından yardımların girmesi konusuna çalışılmaması ve havadan yardım gönderilmesinin, işe yaramaz şov ve propaganda yöntemleri izlenerek, sorunun köklü çözümünden kaçılması bağlamında gerçekleştiği" savunuldu.

Açıklamada havadan yardım gönderilmesinin Gazze'deki halk için tehlikeli sonuçlar doğurmaya başladığı, bu yardımların bir kısmının Gazze'nin sınır çitlerine yakın alanlara, bir kısmının ise işgal edilen bölgelere indiği ve dolayısıyla insani yardım almak isteyen Filistinlilerin hayatını tehdit ettiği belirtildi.

Gazze'nin kuzeyindeki Cibaliya Mülteci Kampı'nda susuzluk had safhada

İsrail'in yoğun saldırı ve ablukasını sürdürdüğü Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliya Mülteci Kampı'ndaki Filistinliler, bir yudum su bulabilmek için saatlerce kuyrukta bekliyor ancak çoğu zaman su alamadan elleri boş dönüyor.

Gazze'nin kuzeyindeki yaklaşık 700 bin Filistinli, insani yardım, ilaç ve yakıt girişi olmadığı için açlık ve susuzlukla mücadele ediyor.

İsrail saldırılarında zarar gördüğü ya da yakıt olmadığı için kuzeydeki çoğu su kuyusundan su çekilemiyor. Kalan birkaç su kuyusunun suyu ise insani yardımın neredeyse hiç girmediği kuzeydeki halka yetmiyor.

Kuyulardan pompalarla ya da ilkel yollarla çekilen sular tankerlere doldurularak okullara ya da barınma merkezlerindeki Filistinlilere dağıtılıyor ancak bazıları saatlerce beklese de susuz kalıyor.

İsrail'in halkı zorla aç bıraktığı Gazze'de Filistinli çocuklar hayatta kalabilmek için çürük patates yiyor

İsrail'in aylardır saldırılarını sürdürdüğü ve halkı zorla aç bıraktığı abluka altındaki Gazze Şeridi'nde hayatta kalabilen Filistinli çocuklar, yemek için çürük patates ve kabuklarını topluyor.

Tel Aviv'in kısıtlamaları nedeniyle kıtlığın yaşandığı bölgede halk, bulabildiği her şeyi besin kaynağına dönüştürmeye çalışıyor. Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki çocuklar, çöpteki çürük patatesleri ve kabuklarını toplayarak zorla yerlerinden edilen ailelerinin kaldığı sığınma merkezlerine götürüyor.

Bu trajik tablo, Gazze Şeridi sakinlerine yönelik İsrail'in yıkıcı saldırıları, zorla aç ve susuz bırakması ve yerinden etmesi sonucu maruz kalınan feci durumu somutlaştırıyor.

Filistinli çocuklar, bozuk gıdanın, gıda zehirlenmesi ve şiddetli ishal gibi hastalıklara yol açabileceğinden; sağlık açısından ne gibi ciddi etkiler yaratabileceğinden habersiz.

2 çocuk daha açlıktan öldü

İsrail'in yaklaşık 5 aydır saldırılarını sürdürüp yardım girişini engelleyerek büyük bir "insani felakete" neden olduğu Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Kemal Advan Hastanesi'nde 2 çocuğun daha açlıktan öldüğü belirtildi.

Gazze'deki Filistin Sağlık Bakanlığı Sözcüsü Eşref el-Kudra, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Gazze Şeridi'nin kuzeyinde ve Gazze kentinde açlıktan ölen çocukların sayısının 15'e yükseldiğini kaydetti, 6 çocuğun daha her an açlıktan ölebileceği uyarısında bulundu.

Sağlık sistemi tam anlamıyla yetersiz durumda

Uluslararası kuruluşların ısrarına rağmen İsrail'in insani yardım kuruluşlarının yardım ulaştırma çabalarını engellediğini vurgulayan Kudra, "Özellikle Kemal Advan Hastanesi'nin hizmet dışı kalmasının ardından Gazze'nin kuzeyindeki sağlık sistemi tam anlamıyla yetersiz durumda." ifadesini kullandı.

UNICEF: Gazze'de yetersiz beslenen bebekler dünyanın gözü önünde can veriyor

Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF) Orta Doğu ve Kuzey Afrika Bölge Direktörü Adele Khodr, İsrail’in ablukası altındaki Gazze’de yeterli beslenemeyen bebeklerin ölümlerine ilişkin yazılı açıklama yaptı.

Açıklamada, yetersiz beslenmenin Gazze Şeridi'ni kırıp geçirdiği ve korkulan çocuk ölümlerinin yaşandığına işaret edilerek, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Kemal Advan Hastanesi'nde son günlerde en az 10 çocuğun yetersiz beslenme ve dehidrasyon (sıvı kaybı) nedeniyle hayatını kaybettiği vurgulandı.

Açıklamada, besleyici gıda, temiz su, sağlık hizmetleri konusunda yaygın eksikliğin yanı sıra insani yardımlara erişimin engellenmesinin, özellikle kuzey kesimi olmak üzere bebekler, çocuklar ve anneleri etkilediğinin altı çizilerek, insanların aç, bitkin ve travma halinde olduğu vurgulandı.

UNICEF ve Dünya Gıda Programı'nın (WFP) Gazze’nin kuzeyinde ocak ayında yaptığı yetersiz beslenme taramasına göre, 2 yaşın altındaki çocuklardan yüzde 16’sının, güneydeki Refah kentinde ise yüzde 5’inin şiddetli yetersiz beslendiğinin ortaya çıktığı aktarıldı.

Açıklamada ayrıca, “Gazze'de yetersiz beslenen bebekler dünyanın gözü önünde yavaş yavaş can veriyor. Daha binlerce bebek ve çocuğun hayatı, şu an alınacak acil önlemlere bağlı.” ifadeleri kullanıldı.

DSÖ: Gazze'nin kuzeyindeki hastanelerde çocukların açlıktan öldüğüne tanık olduk

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus, X sosyal medya platformundan yaptığı paylaşımda, DSÖ'nün Gazze'nin kuzeyindeki Avde Hastanesi ve Kemal Advan Hastanesi'ne yaptığı ziyaretler sonrasında korkunç bulgulara ulaştığını bildirdi.

Burada ciddi derecede yetersiz beslenme, çocukların açlıktan ölmesinin yanı sıra önemli yakıt, gıda ve tıbbi malzeme eksikliğine tanık olduklarını belirten Ghebreyesus, hastane binalarının da yıkılmış olduğuna dikkati çekti.

Ghebreyesus, DSÖ'nün hastane ziyaretlerini hafta sonunda gerçekleştirdiğini belirtirken, daha düzenli erişim sağlamak istedikleri Gazze'nin kuzeyinde Ekim 2023'ten sonra ilk kez hastane ziyaret edebildiklerini bildirdi.

Binalardan birinin yıkılması nedeniyle Avde Hastanesi'ndeki durumun özellikle dehşet verici olduğunu vurgulayan Ghebreyesus, "Kemal Advan Hastanesi, Gazze'nin kuzeyindeki tek pediatri hastanesi ve hastalarla dolup taşıyor. Yiyecek eksikliği nedeniyle 10 çocuk hayatını kaybetti." ifadelerini kullandı.

Ghebreyesus, iki hastaneye de 9 bin 500 litre yakıt ve bazı temel tıbbi malzemeleri ulaştırmayı başardıklarını belirtti.

İsrail'e, insani yardımın güvenli ve düzenli bir şekilde ulaştırılabilmesini sağlamak için çağrıda bulunan Ghebreyesus, ateşkes çağrısını yineledi.

İsrail ordusu, 2 gün içinde Gazze'de insani yardım almaya çalışan 127 Filistinliyi öldürdü

Uluslararası Adalet Divanının (UAD) 26 Ocak'ta İsrail'e karşı hükmettiği ihtiyati tedbir kararları arasında "Gazze'de insani yardıma erişimin sağlanmasının" yer almasına rağmen İsrail güçleri sadece 2 gün içinde insani yardım almaya çalışan sivilleri hedef aldığı saldırılarda 127'den fazla Filistinliyi öldürdü, 760'ı aşkın Filistinliyi yaraladı.

İsrail'in 7 Ekim'den bu yana saldırılarını sürdürdüğü Gazze Şeridi'nde yaşayan 2,3 milyon Filistinliden yaklaşık 2 milyonu yerinden edilirken, özellikle Gazze kenti ile kuzey bölgesinde yaşayanlar ciddi gıda, su, ilaç ve yakıt kıtlığı nedeniyle çocukların hayatına mâl olan bir açlığın pençesinde.

Hamas'tan İsrail'in Gazze'deki açlık savaşını kırma çağrısı

Hamas Hareketi Siyasi Büro Üyesi Usame Hamdan, İsrail'in insani yardımların girişini engellemesi nedeniyle Gazze Şeridi'nde yaşanan "açlık ve kıtlığa" dikkati çekerek, Filistin'i çevreleyen ülkelere, Gazze Şeridi'ne ve özellikle de kuzeyine yönelik yürütülen açlık savaşını kırmaları ve bu duruma seyirci kalmamaları çağrısında bulundu.

İsrail'in 150 gündür saldırılarını sürdürdüğü Gazze'de can kaybı 30 bin 534'e yükseldi

Öte yandan, Gazze'deki Filistin Sağlık Bakanlığından yapılan yazılı açıklamada, İsrail ordusunun son 24 saatte 124 Filistinliyi öldürdüğü belirtilen açıklamada, toplam can kaybının 30 bin 534'e yükseldiği aktarıldı.

Son saldırılarda 210 Filistinlinin yaralanmasıyla toplam yaralı sayısının ise 71 bin 920'ye çıktığı kaydedildi.

Açıklamada ayrıca İsrail'in Gazze'de son 24 saatte "13 katliam" gerçekleştirdiği, enkaz altında ve yol kenarlarında hâlâ ölülerin bulunduğu ancak İsrail güçlerinin engellemesi nedeniyle sağlık ekipleri ile sivil savunma görevlilerinin cenazelere ulaşamadığı vurgulandı.

Gazze'de 1 milyon bulaşıcı hastalık vakası tespit edildi

Filistin Sağlık Bakanlığı, yaklaşık 2,3 milyon Filistinlinin yaşadığı İsrail işgali altındaki Gazze Şeridi'nde yaklaşık 1 milyon bulaşıcı hastalık vakası tespit edildiğini belirterek Birleşmiş Milletlere (BM) harekete geçme çağrısında bulundu.

Filistin'in BM Daimi Temsilcisi Mansur: İsrail halkımızı açlıktan öldürüyor

BM Genel Kurulu'nda, ABD'nin BM Güvenlik Konseyi'nde Gazze'de ateşkes talep edilen son karar tasarısını vetosunu görüşmek için oturum düzenlendi.

Burada konuşan Filistin'in Birleşmiş Milletler (BM) Daimi Temsilcisi Riyad Mansur, İsrail'in 5 aydır "kontrolsüz ve dengesiz" bir şekilde Filistin halkına yönelik suç işlemeye devam ettiğini, BM Güvenlik Konseyi'nde ise ateşkes çağrısının yapılmasının engellendiğini dile getirdi.

İsrail'in saldırıları ve gerçekleştirdiği soykırımın durdurulması gerektiğini vurgulayan Mansur, "Açlık savaşın talihsiz bir sonucu değil. İsrail açlığı bir savaş taktiği olarak kullanıyor. İsrail halkımızı açlıktan öldürüyor." açıklamasında bulundu.

Mansur, Gazze'de öldürülen ve açlıktan ölen çocukların fotoğraflarını göstererek, "Lütfen çocuklarımıza bakın. Allah rızası için bunun artık bir son bulması gerekiyor. Bizim halkımız daha az insan değil. Çocuklarımız kıymetsiz değil. Bizi insani özelliklerden ayırma çalışması, halkımızın öldürülmesini daha kabul edilebilir kılınmak için kasıtlı olarak yapılıyor." diye konuştu.

Dünya genelinde Filistin halkıyla dayanışma içinde olanların farkında olduklarını aktaran Mansur, aynı zamanda Filistinlilerin ölümünü daha kabul edilir bulanların da farkında olduklarını söyledi.

Mansur, "İsrail'in güvenliğinin bizi daha değersiz bir ırk olarak gören bazıları için daha önemli olduğunun da farkındayız." ifadelerini kullandı.

"İsrail'e yaptırım uygulanması gerekiyor"

İsrail'in suçları için sorumlu tutulmayacağını bildiği için Filistin'de "etnik temizlik, apartheid ve soykırım" işleyebildiğini kaydeden Mansur, "İsrail'e yaptırım uygulanması gerekiyor. BM Şartı'na uymaya zorlamak için ödül değil yaptırım gerekiyor." vurgusunda bulundu.

Mansur, İsrail'in Filistin halkına üç seçenek sunduğunu, bunların yerinden edilme, boyun eğme ya da ölüm olduğunu belirterek, buna daha fazla müsaade edilmemesi gerektiğini kaydetti.

ABD veto kararını savundu

Diğer taraftan ABD'nin BM Daimi Temsilci Yardımcısı Robert Wood ise ülkesinin Cezayir'in daha önce sunduğu karar tasarısını vetosunu savundu.

Cezayir'in Gazze'de acilen ateşkes talep edilen karar tasarısının "sürdürülebilir barış" sağlamayacağını iddia eden Wood, aynı zamanda ateşkesin de söz konusu karar tasarısıyla sağlanamayacağını düşündüklerini dile getirdi.

Wood, ABD'nin kendi karar tasarısı üzerinde çalıştığını kaydederek, buna destek istedi.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.