Eşini Ve Çocuklarını Kaybeden Suriyeli Anne, Açtığı Okulda Yetim ve Engelli Çocukları Büyütüyor

Suriye'nin kuzeybatısındaki İdlib ilinde Rusya'ya ait savaş uçaklarının iki farklı saldırısında eşini ve iki çocuğunu kaybeden Vaad el Tamir, açtığı anaokuluyla iç savaş ortamında imkansızlıklar içindeki engelli ve yetim çocukları yetiştiriyor.

Aynı zamanda avukat olan Vaad el Tamir, eşini ve çocuklarını kaybettikten sonra İdlib'in güney kırsalındaki Ihsım beldesinde anaokulu açtı.

Tamir, burada Beşşar Esed rejimi ve destekçilerinin saldırıları nedeniyle zorla yerinden edilen çocukların yanı sıra yetim ve engelli çocuklara ücretsiz eğitim veriyor.

Aralık 2015'te savaş uçaklarının saldırısında eşini kaybeden 6 çocuk annesi Vaad el Tamir, yaptığı açıklamada, eşinin ölümünün kendisi için şoke edici olduğunu söyledi.

Eşiyle sevgi dolu ve mutlu hayatı olduğunu belirten Tamir, "Eşimle çok iyi bir aile yapısı kurmuştuk, eşim bir babadan öte bir kardeşti ve çocuklarım babalarına bağlılardı." dedi.

Tamir, henüz eşinin ölümünün şokunu atlatamadan, bir yıl sonra yine Rusya'ya ait savaş uçağının evlerine düzenlediği saldırıda iki kız çocuğunu daha kaybettiğini belirtti.

"Kızımı öldüren füzenin sesini daha unutamadım"

Tamir, "Kızım Şam lise sonda okuyordu. Derslerine çalıştığı sırada uçak saldırısında öldü. Şam'ın, en son 'Anne' diye çığlığını duydum. Kızımı öldüren füzenin sesini daha unutamadım. Bir anda kıyamet koptu sandım." ifadesini kullandı.

Hikayesi anlatırken zorlanan Tamir, 3 yıl önce yaşadığı anları unutamadığını ve hava saldırılarının sürekli gözünün önünde canlandığını dile getirerek o anları şöyle anlattı:

"Saldırı sırasında evimizde oturuyorduk. Bir anda binanın sallandığını hissettik. 'Beni kurtar anne!' diye çığlıklar duydum. 3 yaşındaki oğlum Ahmet molozların altından çıkamıyordu. Bağırıyordu. Ben de enkaz altındaydım, kurtulup onu kurtarmak istiyordum ama nefes alamıyordum. Vücuduma oksijen gitmiyordu. Uzun uğraşlar sonunda üzerime yıkılan duvarın altından çıkmayı başardım. Sadece 3 yaşındaki oğlum Ahmet'i görüyordum, kızlarım Şam ve Rama'yı aramaya başladım. Bulamayınca deliye döndüm. Haykırıyordum ama sesimi duyan kimse yoktu."

Eşinin ölümünden etkilendiği için çeşitli hastalıklara yakalandığını ifade eden Tamir, "Kızım Rama, engelli ağabeyi Visem ile yan yana yatıyorlardı. Üzerlerinde molozlar vardı. Onlarla üç çocuğumu kurtarmış oldum. Enkaz altında üç çocuğum kalmıştı, aramaya başladım. Her yer karanlıktı. Birkaç dakika sonra kızım, bana kız kardeşinin bacaklarını bulduğunu söyledi." şeklinde konuştu.

Tamir, "Ağlamaya başladım. Kızlarımın 6. kattan düştüğünden haberim yoktu. Yarım saat sonra olay yerine sivil savunma ekipleri geldi, halat yardımıyla aşağı indik. Yüzüm, ayağım ve başım yaralı, kan içindeydi. 'Kızlarım kayıp' diye bağırdım. Bir süre sonra sivil savunma görevlisi gelip kızlarımın eşkalini tarif ettikten sonra elinde şeffaf poşet ile iki kızımın üzerindeki eşyalarını ve takılarını verdiler. Aynı anı kocam öldüğünde de yaşadım." dedi.

Çocuklarına güzel yaşam sağlamak istediğini belirten Tamir, "Eşimi kaybettim, bana bakacak kimse kalmadı. Kendi ayaklarımın üzerinde durmak zorundayım. Bu nedenle anaokulu açtım. Babası şehit veya tutuklu olan her çocuk okulda ücretsiz bulunuyor. Engelli çocuklar için de bir sınıf açtım." ifadesini kullandı.

Eşi ve iki kız çocuğunu kaybeden Tamir, "Kimsenin kapımı çalmaması beni üzüyor. Çocuklar benden salıncak ve kaydırak istediler ama alamadım çünkü maddi imkanım yok. Okulda eğitim gören çocuklar bir balonla bile mutlu oluyor. Yardımseverlerden çocukların acılarını unutturmak için oyuncak yardımı yapmalarını istiyoruz." dedi.

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.