En Çok Hadis Rivayet Eden Anne

Hazreti Âişe radıyallahu anha, Rasûlullah Efendimizin sallallahu aleyhi ve sellem mübarek hanımı, mü’minlerin annesi... Nikâhı Allah Teâlâ’nın emriyle gerçekleşen genç, zekî, âlime, edepli, iffetli ve sâliha bir hanımefendi... Hizmetiyle, ilmî kabiliyetiyle ve İslâm’ı tebliğdeki gayretiyle Efendimizin özel sevgisine mazhar bir mücâhide, en çok hadis rivayet eden annemizdir.

Hazreti Âişe (r.a.) hicretten sekiz sene önce (614 m.) tarihinde Mekke’de doğdu. Müslüman bir aile ocağında büyüdü. Babası Hazreti Ebû Bekir Sıddık (r.a.), annesi Ümmü Rumân’dır.

Varlıklı bir âilede büyüyen Hazreti Âişe annemiz Fahr-i Kâinat Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellemle sekiz sene kadar birlikte yaşâdilar. Sıkıntılı günler geçirdiler. Evlerinde yemek pişmediği, yiyecek bir şeyin bulunmadığı zamanlar oldu. Ama bir defa olsun bundan şikâyetçi olmadı. Fahr-i Kâinat sallallahu aleyhi ve sellem Efendimizin gönlünü incitecek bir harekette bulunmadı. O sevgi dolu bir gönle sahipti. Efendimizi çok severdi. İki Cihan Güneşi efendimiz de onu severdi.

Hazreti Âişe (r.anhâ) annemiz ahlâk ve faziletiyle örnek bir hayat yaşadı. Peygamber evinde büyüdü. Onun nuruyla yetişti, gelişti ve şahsiyetini olgunlaştırdı. Efendimiz onu her konuda bilgilendirirdi. Onun anlıyacağı tarzda ona davranırdı. Yerine göre onunla koşu yaptı. Mescidde savaş oyunları oynayan Habeşlileri seyrettirdi. Onun nazına katlandı. Birlikte gece gezintisine çıktı ve sohbet etti. İlmi müzâkereler ve ciddi konular görüştü.

Hazreti Âişe annemiz çok kısa zamanda âlim sahabilerin müracaat kaynağı haline geldi. Bu hususta Ebû Musa el-Eş’arî (r.a) şöyle diyor: “Bizler, Peygamber’in ashâbı bir hadisi anlayamadığımızda, müşkül bir mesele ile karşılaştığımızda gider Hazreti Âişe’ye sorardık. O da bize doyurucu bilgi verirdi.”

O yedi fıkıh âlimi içinde yer aldı. Bunlar, Hazreti Ömer, Hazreti Ali, İbni Mesûd, İbni Abbas, Zeyd ibni Sâbit ve Hazreti Âişe’idi. Fıkıh ve içtihadda görüşü keskindi. Ferâiz (Miras) ilmini iyi bilirdi. Talebesi Mesrûk: “Allah’a yemin ederim ki, sahabenin ileri gelenlerinden bir çoğu ferâize ait konuda gelir Hazreti Âişe’ye sorarlardı.” diye itirafta bulunuyor. İki Cihan Güneşi efendimiz hicretin 11. yılı Safer ayında rahatsızlanmıştı. Fahr-i Kâinat Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem  ömrünün son günlerini Hazreti Âişe’nin yanında geçirdi. Hazreti Âişe annemiz iki Cihan Güneşi Efendimizden 2210 hadis-i şerif nakletti. En çok hadis rivayet eden ilk beş râvi arasına girdi. Onun rivayet ettiği hadislerden bir tanesi şu meâldedir:

“Ey Allah’ım! Her kim ümmetime âit bir işin başına geçer de onlara güçlük çıkarırsa, sen de onlara güçlük çıkar. Her kim de onlara yumuşaklık gösterir ve merhametle muâmele ederse, sen de ona lutuf ve merhametle muâmele et.”

Hazreti Âişe (r.anhâ) annemiz, Fahr-i Kâinat Efendimizden sallallahu aleyhi ve sellem  sonra kırk yedi yıl daha yaşadı. 66 yaşlarında iken 678 m. senede 17 Ramazan 58 hicri yılda Medine’de dâr-ı bekâ’ya göç eyledi.

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.