Düşünceleri Yazan Çip Geliştirildi

Bilim adamları beyin aktivitelerini yazıya dönüştürecek bir çip geliştirdi. Askeri alanda kullanılması öngürülen çipin ileride felçli hastalar için de umut olacağı açıklandı.

ABD Savunma Bakanlığı İleri Araştırma Projeleri Ajansı DARPA’da görevli bilim adamları beyin aktivitelerini bilgisayarda okunmasını sağlayacak bir çip geliştirdi. Bu sayede felç sonrası konuşma yetisini kaybedenler, engellilere bilgisayar aracılığıyla çevresindekilerle iletişim kurmanın yolu açıldı.

KOD SİSTEMİ

Kulağa çılgınca gelen projenin ana hatları açıklandı. Bilim kurgu filmlerini akıllara getiren çipin işleyişi şöyle: Bilindiği gibi bilgisayarda metinler ya da işletim yapısı ikili rakam sistemi 0 ve 1 kullanılarak algılanıyor. Buna da binary (ikili kod) deniliyor. Akıldan geçenleri bilgisayarın anlaması için çip önce düşünce sırasındaki nöral aktiviteyi bilişim teknolojinin dilini oluşturan birler ve sıfırlar olarak bilgisayara gönderiyor. Düşünceyi yazılım dilinde algılayan bilgisayar algoritmadan yola çıkarak kodları metne dönüştürüyor. Kısaca elektrokimyasal dilin matematiksel karşılığı sözcüklere dönüşüyor.

NE AMAÇLA KULLANILACAĞI MUAMMA

DARPA, beyin ve bilgisayar arasında ilk kablosuz bağlantının temellerini yıllar önce atmıştı. Mevcut çip teknolojisinin en gelişmiş hali olarak açıklanan yeni implant, nörolojik dönüştürücü olarak tanımlanıyor. Çip, beyin ve djital dünya arasında eşi görülmemiş bir sinyal çözünürlüğüne ve aktarım için bant genişliğine sahip. DARPA Neural Engineering System Design (NESD) olarak açıkladığı teknolojinin insan deneylerine başlamak için gerekli izinleri de aldı. DARPA geçen yıl da beyindeki anıları silip yerine yenilerini aktaracak bir beyin çipi geliştirmişti. Bilim dünyasında tartışma yaratan çipin savaş sonrası travma yaşayan askerlerde kullanılacağı açıklanmıştı. Bir grup bilim adamı beyni okuyan yeni çipin teröristlerin sorgulanmasında kullanılacağını iddia etti.

 

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.