Din Düşmanlarının İslâm'ı Bozma Gayretleri

Sünnete riâyet hassâsiyeti, dînî hayatın temel rükünleri mevkiindeki farzları da muhafaza altına alan, âdeta kuvvetli bir zırh mesâbesindedir. Bu yüzden iblis ve onun aveneleri, bir insanın dîn ve îmânına musallat olduklarında, onu evvelâ sünnetlerden uzaklaştırmaya çalışırlar. Zira bunda muvaffak olamazlarsa, farzlara aslâ ilişemeyeceklerini bilirler.

Abdullah bin Deylemî, sünnete tam bir itaat ve teslîmiyetle bağlılığın ehemmiyetini şöyle ifâde etmiştir:

“…Dînin (zayıflayıp gücünün) kaybolmasının başlangıcı, Sünnet’in terk edilmesiyle olacaktır. Halatın lif lif çözülüp nihâyetinde kopması gibi, din de sünnetlerin bir bir terk edilmesiyle ortadan kalkar.” (Dârimî, Mukaddime, 16)

Dolayısıyla sünnetlerin birer birer hayatımızdan çıkması, -Allah korusun- ebedî kurtuluşumuzu da pamuk ipliğine bağlı hâle getirir.

YAHUDÎLİK VE HIRİSTİYANLIK NASIL BOZULDU?

Nitekim dinler tarihinde Yahudîlik ve Hıristiyanlığın bozulması da böyle başlamıştır. Önce peygamberlerin sünnetleri terk edilmiş, daha sonra da îtikad ve ibadetler tahrif edilmiştir. Sonunda namaz terk edilmiş, yerine âyin gelmiş, oruç terk edilmiş yerine perhiz gelmiş, tesettür terk edilerek yalnızca râhibelere mahsus bırakılmış, hattâ günümüzde râhibelerin tesettürü bile kaldırılmaya başlanmıştır.

Bu noktada mü’minler olarak hepimizin büyük bir firâset ve basîretle şuna dikkat etmemiz gerekmektedir ki; günümüzde İslâm’a da bu Hıristiyanî tahrîfi yapmaya çalışan gizli ve açık din düşmanları, var güçleriyle çalışmaktadırlar. Bunlar da, asıl niyetlerini belli etmemek için, ilk plânda dînin temel inanç esaslarına ve farz hükümlerine hücum etmeyip, öncelikle bunları koruyan bir zırh mevkiindeki sünnetleri gözden düşürmeye uğraşmaktadırlar.

Bu kimseler, nâkıs akıllarına sığdıramadıkları için mûcizeleri inkâr edebilmekte, kat’î nassın bulunduğu bir hususta ictihâda yer olmadığını bile bile, miras hukukunda kendilerince tâdilat yapma gereği duymakta, tesettürü hafife almakta, kendi görüşlerine uymayan hadisleri reddetmekte, sünnetleri ehemmiyetsiz görmektedirler.

"BİZE KUR'ÂN YETER!"

“Bize Kur’ân yeter!” diyerek zâhiren sûret-i haktan görünen bu sloganla, Kur’ân-ı Kerîm’in tafsîli, tefsîri, şerhi ve hayata tatbiki demek olan sünneti dışlamakta ve kendilerince bir “Kur’ân İslâm’ı” icâd etmeye çalışmaktadırlar.

Hâlbuki Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz, Kur’ân’ı ön plâna sürerek asıl maksatlarını gizlemeye çalışan “din âlimi” kisveli bu “din tahrifçileri”ne, şöyle işaret buyurmaktadır:

“Dikkat edin, bana Kitap ve onun bir misli verildi. Dikkat edin, karnı tok bir adamın koltuğuna yaslanarak size; «Bu Kur’ân’a uymanız gerekir. Onda helâl bulduklarınız helâl, haram bulduklarınız haramdır (başka kaynağa ihtiyacınız yoktur!)» demesi yakındır. Dikkat edin! Allâh’ın Elçisi’nin haram kıldıkları, Allâh’ın haram kıldıkları gibidir.”

Kaynak: Osman Nûri Topbaş, İmâm-ı Rabbânî, Erkam Yayınları, 2015

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.