Depremde Hayatını Kaybedenler İçin Gıyabi Cenaze Namazları Kılındı

"Asrın felaketi" olarak nitelenen Kahramanmaraş merkezli depremlerde hayatını kaybedenler için gıyabi cenaze namazları kılındı ve dua edildi.

Doğu Kudüs'te bulunan Mescid-i Aksa'da cuma namazı sonrası Kahramanmaraş merkezli depremlerde hayatını kaybedenler için gıyabi cenaze namazı kılındı ve enkaz altında kalanlar için dua edildi.

Batı Şeria'nın El Bire kentindeki El Bire Ulu Camisi'nde cuma namazı sonrası Kahramanmaraş merkezli depremlerde hayatını kaybedenler için gıyabi cenaze namazı kılındı. Namaz sonrası depremzedeler için bağış toplandı.

Azerbaycan

Azerbaycan'daki birçok camide cuma namazını müteakiben Türkiye'deki depremlerde yaşamını yitirenler için gıyabi cenaze namazları kılındı.

Namaz sonrasında yapılan dualarda, hayatını kaybedenler için rahmet dilendi, yaralılar için şifa temennisinde bulunuldu.

Dualarda ayrıca Türkiye'nin deprem nedeniyle yaşadığı sıkıntıları tez zamanda atlatması temenni edildi.

Pakistan

Faysal Camisi'nde cuma namazının ardından yüzlerce kişi, depremler sebebiyle Türkiye ve Suriye’de hayatını kaybedenler için birlikte saf tuttu.

Ülkedeki Türk kurum ve kuruluşlarından temsilciler ve İslamabad'da yaşayan Türk vatandaşları da gıyabi cenaze namazına katıldı.

İslam ülkelerinden büyükelçilerin de namazın ardından dualar okundu.

Türkiye'nin İslamabad Büyükelçisi Mehmet Paçacı, "Pakistan, depremin ilk anından itibaren Türkiye’nin yanında oldu. Daha önceki felaketlerde olduğu gibi kısa sürede mobilize olarak yardım göndermeye başladı. Bunun için Pakistan halkı ve hükümetine müteşekkiriz." dedi.

Pakistan'da yaşayan Kazakistanlı İmam Meded, Türkiye'de depremde yaşamını yitirenler için üzgün olduğunu ve dua ettiğini söyledi.

Cenaze namazına katılanlardan Mümtaz Ali Han ise Türkiye'nin, Pakistan'ın dostu olduğunu belirterek "Biz gerçekten üzgünüz. Pakistan zor durumdayken Türkiye bize hep yardım etti. Şimdi Pakistan halkının ve devletinin yardım etmesi gerekiyor." diye konuştu.

Irak

Bağdat’ın Azamiye bölgesindeki Assaf Camisi’ne gelen cemaat, cuma namazının ardından Türkiye ve Suriye'deki depremlerde yaşamını yitirenler için gıyabi cenaze namazı kılarak dua etti.

Namaz sonrası konuşan Assaf Camisi Müezzini Faruk Ahmed, "Türkiye ve Suriye’deki depremi büyük üzüntüyle öğrendik. Türk halkına başsağlığı diliyoruz ve acılarını paylaşıyoruz. Yaralılara da acil şifalar diliyoruz." dedi.

Depremin sadece Türkiye’nin değil tüm Arap ve Müslüman dünyasının acısı olduğunu söyleyen Ahmed, "Asil Türk halkıyla dayanışma içindeyiz." ifadesini kullandı.

Assaf Camisi İmamı Adil Kasap da depremden sonra halkların dayanışma ve birlik içinde olması gerektiğini belirterek, hayatını kaybedenlere rahmet, yaralılara şifa diledi.

Kasap, "Bugün yaşananlar hepimizin başına gelebilir. Irak halkı olarak Allah rızası için Türkiye ve Suriye halkının yanındayız ve bu desteğimiz, yardım koridorlarımız sürecek. Dayanışmamız imkanlar el verdikçe her alanda devam edecek. Allah Türkiye ve Suriye halkıyla tüm Müslümanları korusun." diye konuştu.

Cami cemaati ayrıca depremzedelere destek kapsamında para bağışında bulundu.

Japonya

Japonya'da Tokyo Camii'nde kılınan cuma namazı öncesinde Kur'an-ı Kerim okundu, dua edildi. Dünyanın dört bir tarafından gelen yüzlerce Müslüman, cuma namazı sonrasında depremde hayatını kaybedenler için gıyabi cenaze namazı kıldı.

Libya

Libya'nın başkenti Trablus’taki Bin Nabi Camisi'nde cuma namazına müteakiben, depremde vefat edenler için gıyabi cenaze namazı kılındı. Ardından bir taziye programı düzenlendi.

Yunanistan

Yunanistan’ın İskeçe şehrindeki bütün camilerde depremde enkaz altında kalarak vefat edenler için cuma ezanından yarım saat önce sala verildi ve ardından Kur’an-ı Kerim ve dua okundu. Cuma namazından sonra ise gıyabi cenaze namazı kılındı.

Ayrıca Ürdün, BAE, Suudi Arabistan, Bahreyn, Lübnan gibi ülkelerde de gıyabi cenaze namazları kılındı.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

ÖLÜ İÇİN DUA VE İSTİĞFAR

Ölü İçin Dua ve İstiğfar

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.