Defne Yaprağı Yakmanın Faydaları

Defne yaprağını yakarak tütsülemek, kaygı, enfeksiyon, diyabet gibi bir çok şeye iyi geliyor.

Yemeklere tat versin diye kullandığımız defne yaprağının, şaşırtıcı bir çok faydası var. Defne yaprağını yakarak tütsülemek, kaygı, enfeksiyon, diyabet gibi bir çok şeye iyi geliyor.

KAYGI VE ENDİŞEYİ AZALTIR

Yaprak yakmak yıllarca stres atmak amacıyla kullanılmıştır. Yapraklardaki kimyasındaki lifler yandıkları zaman zihni sakinleştiren bir duman oluşturur ve zihnin sakinleşmesini sağlarlar Bu yüzden defneyaprağı yakmak kişinin kaygı endişe durumlarını azaltır.

ENFEKSİYONLARI AZALTIR

Defneyaprağının tıbbi özelliklerinden birisi de enfeksiyonları azaltmasıdır. Defneyaprağı dumanı vücudunuzdaki, özellikle eklemlerinizdeki iltihaplanmayı azaltır. Bu şifa etkisi, defneyapraklarında bulunan ve tamamen doğal anti-inflamatuar bir tedavi olarak işlev gören öjenoldan maddesinden gelir.

BAĞIŞIKLIK SİSTEMİNİ GÜÇLENDİRİR

Defneyaprağı vücut için gerekli olan vitamin ve minerallerle doludur. Bu sebeple, defneyapraklarını yakmak ve sindirmek bağışıklık sisteminizi artırma kapasitesine sahiptir.

DİYABETLE MÜCADELEYE KATKI SAĞLAR

Defneyaprağı diyabet hastalarına iyi gelir. Uzmanlar, bu fayda için ABD Ulusal Tıp Kütüphanesi'nde yayınlanan bir çalışmada kanıtlandığı üzere, en iyi sonuçları almak için günde 1-3 gram defneyaprağı tüketilmesini öneriyorlar.

DİKKAT SEVİYESİNİ ARTIRIR

Defneyaprağı dumanı aynı zamanda dikkat arttırır. Aslında, yakılan defneyaprakları sıklıkla kronik yorgunlukla mücadele etmek için kullanılır.Defneyapraklarındaki pinenler, sineol ve elemisin gibi bazı maddeler yorgunluk hissi ile mücadele eder ve dumanı teneffüs edenlere keyifli bir enerji artışı sağlar.

SOLUNUM SİSTEMİNİ AÇAR

Defneyaprakları, tıkalı solunum yolları ve akciğerlere yardımcı olabilecek doğal bir çaredir. Tüm problemlere neden olan kötü mukus ve balgamın ortadan kaldırılmasına yardımcı olur. Yaprakları yakmak yerine, taze olanları sıcak suya atın ve burnunuza çekebileceğiniz buharlı bir su yapın.

Kaynak: En Son Haber

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.