Dededen Toruna Miras Kalan Meslek

Konya'da baba mesleği “çıkrıkçılığı” geçkin yaşına rağmen sürdüren Ahmet Işıkçeviren, babasından kalma 120 yıllık dükkanında oğlu ile çalışmaya devam ediyor.

Konya'da 85 yaşındaki Ahmet Işıkçeviren, babasından kalma dükkanında oğlu ile birlikte baba mesleği “çıkrıkçılığı” yürütüyor.

Eskiden yaygın kullanılan tahta kaşık, oklava gibi çeşitli ahşap eşyaları yapan çıkrıkçılardan biri de Ahmet usta.

Mesleğe 25 yaşındayken babasının yanında başlayan Ahmet usta, tarihi Bedesten Çarşısı'nda 60 yıldır aynı dükkanda çıkrıkçılık yapıyor.

Babasının 120 yıl önce açtığı iş yerinde 58 yaşındaki oğlu İsmail Işıkçeviren ile çalışmaya devam eden Ahmet usta, kendisinden sonra mesleği oğlunun devam ettireceğini belirtiyor.

Ahmet Işıkçeviren, eskiden dokumacılıkta kullanılan tahta malzemeye “çıkrık” denildiğini, “çıkrıkçılık” isminin de oradan geldiğini söyledi.

Bu mesleğe başlamadan önce terzilik yaptığını aktaran Işıkçeviren, “Oğlum küçükken okuldan çıktıktan sonra dükkana gelirdi. Babam ile üç kuşak; dede, oğul ve torun birlikte çalışırdık.” dedi.

Işıkçeviren, babası ve amcasının yıllarca bu dükkanda çalıştığını dile getirerek, “Amcam vefat edince yalnız kalan babam beni yanına çırak aldı. 60 yıldır da bu işi yapıyorum. Benden sonra oğlum devam ettirecek fakat ondan sonra devam ettirecek kimse yok.” diye konuştu.

“BU MESLEK DE BİRÇOK MESLEK GİBİ TEKNOLOJİYE YENİLDİ”

Günümüzde her şeyin makineleştiğini ve bu yüzden el yapımı zanaat işlerine ilginin azaldığını vurgulayan Işıkçeviren, sözlerini şöyle sürdürdü:

“El emeği ile yapılan diğer tüm meslekler gibi bu meslek de unutulmaya mahkum. Bu meslek de birçok meslek gibi teknolojiye yenildi. Bu işi yapan yeğenim var, o da makine ile çalışıyor. Eskiden elle yaparlardı ama şimdi değişti. Makinede fazla elemana ihtiyaç yok, kendi yapıyor. Makine ile bir günde yaptığınız yüzlerce ürünü elle yapmak mümkün değil. Bu işe eskisi gibi rağbet kalmadı artık. Şimdi tahta yok, bitti. Koca sanayide sadece bir kişi kereste satıyor. Eskiden 30 tane kereste satıcısı vardı, her şey ağaçtandı. Bu meslekte ölen öldü, kalan kaldı. Bir ağabeyim hırdavatçı oldu, onun çocukları da artık o işi yapıyor.”

“BİZİM SÜLALE BU İŞİ YAPARDI”

Ahmet usta, eskiden ahşaptan tabak yapıldığını, bunların yerini zamanla alüminyum tabağın aldığını, ardından da bakır tabağın yaygınlaştığını dile getirerek, şunları kaydetti:

“Bizim sülale bu işi yapardı. Ağabeylerim, amcazadelerim, babam, amcam hep bu işi yaptı. Burada eskiden 8-10 dükkan vardı, kimi öldü, kimi meslek değiştirdi. Bu dükkan bizim, babadan kalma, kira vermiyoruz. Oğlum bu mesleğe devam edecek çünkü başka işi yok. Bu dükkanın bir geçmişi var, 120 senelik. Sokağa çıksan artık kimse bizi tanımaz ama caddede hala mesleğimizin ismi var, Çıkrıkçılar Caddesi diye.”

İşini yaparken bir parmağını kaybettiğini anlatan Işıkçeviren, “Bu meslek sevmeden yapılmaz. Biz bu işi yaparken parmağımızı kaybettik ama çalışmaya devam ettik. Bu saatten sonra ne iş yapabilirsin ki elin de kopsa ayağın da kopsa bu işe devam edeceksin.” ifadelerini kullandı.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.