Darbeye Kör Batı Basını ve Arap Dünyasının Tutumu

Türkiye'de 15 Temmuz'da yaşanan darbe girişimine kör kalan ve darbecileri destekleyen Batılıların ve onlarla benzer görüntü veren Arap dünyasının tutumu bizleri şaşırtmadı desek yeridir.

Pek çok Batılı başkent gibi, Batı medyasının önemli bir bölümü de akıl tutulması yaşadı. Darbenin başarısız kalması karşısında adeta derin hayal kırıklığına düştüler. Darbeyi görmeyen, cuntacı askerlerin katlettiklerini, halkın bu darbe karşısındaki kahramanlığını gözlerden kaçırmak isteyen Batı medyasının çok önemli bölümü kimi Batılı siyasiler gibi darbe sonrası kitlesel tasfiyelerden duydukları kaygıları ön plana çıkardılar.

DARBE TETİKÇİSİ BATI BASINI

Batı basınında adeta ‘darbe tetikçiliği’ yapan bir çok haber ve makale yer aldı. Bunlar arasında en dikkat çekici olanı Ortadoğu muhabiri Robert Fisk’in Independent için yaptığı değerlendirmeydi. Fisk, 15 Temmuz’un darbe olmadığını savunarak, “Gelecek ay ya da yıl içinde başka bir girişim için hazır olun” ifadelerini kullandı. Fisk, ayrıca, darbenin başarıya ulaşması durumunda Erdoğan’a da Mursi gibi davranılacağından emin olunması gerektiğini yazdı.

15 Temmuz akşamı yaşananların Ortadoğu’daki sınırların ve devletlerin çökmesi ile bağlantılı olduğunu kaydeden Fisk, bölgenin çöken devletlerle dolu olduğunu belirterek, darbenin bir sonraki darbeye kadar engellendiğini savundu.

Peki ya Arap medyasının yaklaşımı nasıldı? Mısır, Suriye, Birleşik Arap Emirlikleri ve onun etkisi altındaki kimi Arap medyasını saymazsak Arap medyasında, darbenin başarısız olmasından duyulan memnuniyet vardı.

ARAP MEDYASINDA 15 TEMMUZ

Darbe girişimini ve püskürtülmesini manşetlerine taşıyan Katar basını ise “Türk halkının zaferinden” övgüyle bahsetti. Genel anlamda tüm Arap dünyasının sokakları darbenin başarılı olacağı endişesi içerisinde idi. Darbe girişimin sonuçsuz kalması Arap halkları nezdinde büyük bir sevinçle karşılandı.

Darbeci Sisi’nin ve katil Esed’in medyası “Darbe sonrası Erdoğan Almanya’ya kaçtı” türünden tezviratları sevinçle okuyucularına duyurdular. Türk halkının şanlı direnişiyle darbenin sonuçsuz kalmasını ise neredeyse hiç görmediler.

Bu arada Mısır medyasında darbenin hazırlık sürecinde Sisi yönetiminin katkısı olduğu haberlerinin olduğunu belirtelim. Mısır medyasında yer alan bir başka iddia ise Fethullah Gülen’in ABD’den Mısır’a iltica edeceği idi.

Daha sonra kursaklarında kalsa da Türkiye’deki darbe kâbusuna en çok sevinenler: İran’ın Devrim Muhafızları Ordusu’nun Suriye’deki güçleri oldu. Darbe haberinden sonra “Türkiye Devletinin düşüşünü kutluyoruz” diyen şebbihalar havaya ateş açarak sevinçlerini izhar ettiler.

BATI MEDYASINDA 15 TEMMUZ DARBE GİRİŞİMİ

Batı medyasında 15 Temmuz Darbe Girişimi ile ilgili öne çıkan temaları başlıca dört ana başlıkta değerlendirebiliriz: odak dağıtma, marjinalleştirme, okuru güncelliğini yitirmiş söylemlere inandırma, açık manipülasyonlar yürütme.

Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı tarafından hazırlanan "5 soruda Batı medyasının 15 Temmuz darbe girişimine bakışı" analizi bu kapsamda okunabilir.

 

Kaynak: Beytullah Demircioğlu, Altınoluk Dergisi, 366. Sayı, Ağustos 2016

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.