Çocukların Kaybolmasını Engelleyecek 10 Altın Kural

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, Ströer Kentvizyon ve YAKAD işbirliği ile yürütülen "Çocuklar Kaybolmasın" projesi kapsamında 10 altın kural öğrenilerek çocukların kaybolmaları önlenecek. Çocukların kaybolmasını önleyecek 10 altın kural...

Proje kapsamında çocukların kaybolmasını önleyici ''10 altın kural'' belirlendi. Kamuoyuyla paylaşılan kurallar şöyle:

ÇOCUKLARIN KAYBOLMASINI ÖNLEYİCİ 10 ALTIN KURAL

1- Çocuklarınıza sakıncalı yerler hakkında bilgi verin, ıssız sokaklar, inşaat ve terk edilmiş yerlere gitmemeleri gerektiğini öğretin.

2- Çocuklarınıza tanıdığı bir kişiyle bile olsa hiçbir yere sizin onayınız olmadan gitmemesi gerektiğini anlatın.

3- Çocuklarınıza tanımadıkları kişilerden yiyecek, içecek, ilaç gibi maddeler almaması gerektiğini öğretin.

4- Sesin bir imdat çağrısı olabileceğini çocuklarınıza anlatın. Zor  durumlarda bağırarak yardım istemesi hakkında bilgi verin.

5- Çocuklarınıza adını, soyadını, aile bireylerinin ad, soyad ve adreslerini öğretin. Kimlik bilgilerini yanında taşımasını sağlayın. İnternet, sosyal medya ortamında ise tanımadığı kişilerle fotoğraf, adres, okul ve şahsi bilgileri paylaşmaması gerektiğini anlatın.

6- Çocuklarınıza evde yalnız kaldıklarında tanımadıkları kişilere kapıyı açmamalarını öğretin.

7- Parkta ya da dışarıda oyun oynarken çocuklarınızı sürekli izleyin. Gün içinde yaptıklarından haberdar olun. Arkadaşlarının ve ailelerinin adlarını, telefon numaralarını ve adreslerini kolayca ulaşabileceğiniz bir yerde bulundurun.

8- Güvenlik görevlileri, polis, jandarma gibi güvenebilecekleri kişileri ve okul, hastane, karakol, cami gibi yardım isteyebileceği yerleri çocuklarınıza öğretin.

9- Çocuklarınıza kaybolduklarını fark ettiklerinde oldukları yerden uzaklaşmaması gerektiğini anlatın.

10- Çocuklarınızı birine emanete etmek zorunda kaldığınızda sürekli o kişiyle iletişim halinde kalın.

TELEFON DESTEK HATLARI

155 - Polis İmdat

156 - Jandarma İmdat

183 - Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı

Ayrıntılı Bilgi: www.cocuklarkaybolmasin.gov.tr

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

ÇOCUKLARIMIZA KENDİNİ KORUMAYI NASIL ÖĞRETMELİYİZ?

Çocuklarımıza Kendini Korumayı Nasıl Öğretmeliyiz?

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.