Çocuklarımızı Şehitlik ve Gazilik Ruhuyla Yetiştirmek Zorundayız

Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, çocukların şehitlik ve gazilik ruhuyla yetiştirilmesi gerektiğini belirterek, "Eğer çocuklarımı bu çizgide yetiştirirsek vatanımız ilelebet payidar olacaktır." dedi.

Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, Muğla Valisi Esengül Civelek ve İl Emniyet Müdürü Süleyman Suvat Dilberoğlu ile Muğla Emniyet Müdürlüğü Özel Harekat Şubesine ziyarette bulunarak, polislerle sohbet etti.

Vatanın her karış toprağında şehit kanlarının bulunduğunu, bu durumun vatanın kıymetinin en büyük göstergesi olduğunu anlatan Erbaş, "Bugün de bu topraklar için dün olduğu gibi şehit veriyoruz. Rabb'im başlangıçtan günümüze kadar milletimiz, vatanımız, bayrağımız, ezanımız için canlarını feda eden bütün şehitlerimize rahmet eylesin. Gazilerimize acil şifalar niyaz etsin." diye konuştu.

Anaların çocuklarını "Evladım ya şehit olursun ya gazi" duasıyla askere uğurladığını hatırlatan Erbaş, insanoğluna peygamberlikten sonra nasip olacak en önemli unvanların, şehitlik ve gazilik olduğuna dikkati çekti.

Bu aşkla vatanın sevildiğini ve hizmet edildiğini vurgulayan Erbaş, sözlerine şöyle devam etti:

"Askerliğimizi bu aşkla yaparız. Polis olarak bu aşkla çalışırız. Çünkü Rabb'imiz, Kur'an-ı Kerim'de 'Allah yolunda şehit olanlara ölüler demeyiniz. Onlar bilakis diridirler fakat siz anlamazsınız.' buyurmaktadır. Peygamber Efendimiz de şehitleri 'peygamberliğin yanında' olarak ifade ediyor. Dolayısıyla biz çocuklarımızı, gençlerimizi bu ruh ile yetiştirmek zorundayız. Eğer bu en mukaddes kavramlarımızı çocuklarımıza, gençlerimize öğretirsek, onları bu çizgide yetiştirirsek, inşallah vatanımız, devletimiz, milletimiz ilelebet payidar olacaktır. Rabb'im, sınırlarımızın içinde ve dışında terör örgütlerine, şer odaklarına karşı başta sizlerin, hepimizin, milletimizin yardımcısı olsun."

Kaynak: Diyanethaber


ŞEHİTLİK İLE İLGİLİ AYET VE HADİSLER

İSLAM’DA ŞEHİTLİK MERTEBELERİ

İslam ve İhsan

İSLAM’DA ŞEHİTLİK MERTEBELERİ

İslam’da Şehitlik Mertebeleri

ŞEHİTLİK İLE İLGİLİ AYET VE HADİSLER

Şehitlik İle İlgili Ayet ve Hadisler

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.