Çocukları Aşırı Sıcaktan Koruyun

Prof. Dr. Taner Yavuz, çocukların sıcak havada mutlu ve sağlıklı kalması için tavsiyelerde bulundu.

Çocuk Kardiyolojisi Uzmanı Prof. Dr. Taner Yavuz, ''Sıcak havada kalbin iş yükü arttığı için koroner hastalarında göğüs ağrısı tetiklenebilir. Kalp yetersizliği olan hastalarda kalbin istenen düzeyde kasılması, pompa görevini yapamaması nedeniyle vücudun serin yerde tutulması çok önemlidir. Bu hastaların kullandıkları idrar sökücü ilaçlar su kaybını artırarak baş dönmesine neden olabilir. Kısa süreyle ilaçlara ara verilmesi ve bunun için doktorunuzla görüşmeniz gerekebilir'' dedi.

ÇOCUKLARI SICAK HAVADAN KORUMA YOLLARI

Bebekler ve küçük çocuklarda ter bezleri erişkinlerden sayıca daha az olduğundan sıcaktan kolay etkilenirler. Düzenli su içirilmeli, ince giydirilmeli ve serin tutulmalıdır.

ÇOCUKLARI GÜNEŞTEN NASIL KORURUZ?

Serin tutup, güneşten korumalıyız. Vücutlarını soğutma kabiliyeti yeterince gelişmemiş olduğundan, bebek ve çocuklarda sıcak basması ve sıcaklıkla ilişkili rahatsızlıklar çabuk gelişir.

SICAK HAVA İÇİN TAVSİYELER

Çocuk Kardiyolojisi Uzmanı Prof. Dr. Taner Yavuz, çocukların sıcakta mutlu ve sağlıklı kalması için tavsiyelerde bulundu;

- 6 aydan küçük bebekler direkt güneş ışığından uzak tutulmalıdır. Bebeklerin derilerinde güneşten koruyucu melanin pigmenti çok azdır.

- Daha büyük bebekler de özellikle güneş ışığının çok etkili olduğu aylarda direk güneş ışığından korunmalıdır. Sıcak havada dışarı çıkıldığında bebek arabasına güneşlik takılmalıdır.

- Güneş koruyucu faktörü en az +30 faktör güneş kremleri birçok firma tarafından üretilmektedir. Çocuklar için olanları tercih ediniz, bu kremler cildi daha az tahriş eder. Düzenli olarak havuz ve denizde kullanınız. Güneş yanıkları çocuklarda dahi cilt kanseri riskini arttırır, bu nedenle güneşte her 2 saatte bir güneş kremini tekrar sürünüz.

- Güneşin direkt ışığından saat 11-14 arası uzak tutunuz. 30-50 faktör kullanınız. Yara olan bölgelere en az 50 faktör güneş kremi kullanınız.

- Bebeğinizin kıyafetleri, vücut ve ayaklarını; güneş şapkası ise, başını ve ensesini örtecek özelliklerde olmalıdır.

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.