Çocuk Hakları ile İlgili Hadisler

Çocuk hakları ile ilgili hadisi şerifler...

  • Ebû Hüreyre’nin işittiğine göre, Resûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:

“...Kim göz göre göre çocuğunu(n kendisine ait olduğunu) inkâr ederse (kıyamet günü) Allah da onu rahmetinden uzaklaştırır ve gelmiş geçmiş herkesin önünde rezil eder.” (Ebû Dâvûd, Talâk, 28-29)

  • Abdullah (b. Mes’ûd) anlatıyor:

“Ey Allah’ın Resûlü! En büyük günah hangisidir?” diye sordum. Resûlullah, “Seni yarattığı hâlde, Allah’a ortak koşman.” buyurdu. “Sonra hangisi?” deyince, “Yemeğine ortak olması korkusuyla çocuğunu öldürmen.” cevabını verdi. “Sonra hangisi?” diye sorunca, “Komşunun karısı ile zina etmen.” buyurdu. (Buhârî, Edeb, 20)

  • Hz. Âişe (r.a.) anlatıyor:

“Yanında iki kız evlâdı olan bir kadın, bir şeyler istemek için gelmişti. Yanımda (ona verecek) bir hurmadan başka bir şey yoktu. Hurmayı ona verdim. Onu iki kızına bölüştürdü ve kendisi hiç yemedi. Sonra kalktı ve çıktı. Ardından Hz. Peygamber (s.a.v.) yanımıza geldi. Olanları ona anlattım. Hz. Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurdu: ‘Her kim kız çocukları sebebiyle sıkıntı çekerse, o kızlar onun için cehennem ateşine siper olur.’” (Buhârî, Zekât, 10)

  • Amr b. Şuayb’ın, babası aracılığı ile dedesinden naklettiğine göre, Resûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:

“Küçüğümüze merhamet etmeyen ve büyüğümüzün saygınlığını kabul etmeyen bizden değildir.” (Tirmizî, Birr, 15)

  • İbn Ömer anlatıyor:

Savaşlardan birinde öldürülmüş bir kadın bulundu. Bunun üzerine Resûlullah (s.a.v.) kadınların ve çocukların öldürülmesini yasakladı. (Müslim, Cihâd ve siyer, 25)

  • Nu’mân b. Beşîr anlatıyor:

“Babam servetinin bir kısmını bana bağışladı. Bunun üzerine annem Amra bnt. Revâha, ‘Allah Resûlü (s.a.v.) şahit olmadıkça ben (bu işe) razı değilim.’ dedi. Babam, bana yaptığı bağışa şahit olmasını istemek üzere Hz. Peygamber’in (s.a.v.) yanına gitti. Resûlullah (s.a.v.) ona, ‘Bunu bütün çocuklarına yaptın mı?’ diye sordu. Babam, ‘Hayır.’ diye cevapladı. Bunun üzerine Resûlullah, ‘Allah’tan korkun, çocuklarınız arasında adaletli olun!’ buyurdu. Babam da geri döndü ve bağışından vazgeçti.” (Müslim, Hibe, 13)

İslam ve İhsan

ÇOCUKLARLA İLGİLİ HADİSLER

Çocuklarla İlgili Hadisler

PEYGAMBERİMİZ ÇOCUKLARLA NASIL ŞAKALAŞIRDI?

Peygamberimiz Çocuklarla Nasıl Şakalaşırdı?

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.