Çocuğunuz Bunu Yapıyorsa Aman Dikkat!

Psikoloji Bölümü'nden Psk. Kübra Yelkenoğlu, dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu ile ilgili uyarılarda bulundu.

ERKEK ÇOCUKLARDA DAHA SIK GÖRÜLÜYOR

Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu, kızlara oranla erkeklerde daha sık rastlanan genetik ve biyolojik kökenli psikiyatrik bir rahatsızlıktır. Bu rahatsızlık nedeniyle çocuklar, gelişimine uygun olmayan aşırı hareketlilik, istekleri erteleyememe ve dikkat dağınıklığı sergilemektedir.

Aşırı hareketlilik, çocuğun okul hayatında ve sosyal hayatında hem aileleri için hem de öğretmenler açısından önemli bir sorundur. Bu tip çocuklar, kendilerini kontrol etmekte güçlük çekerler. Acelecidirler, akıllarına ilk gelen şeyi yapmak isterler, siz soruyu sorarken o çoktan cevaba geçmiştir.

Aceleci oldukları için, 'bunu yaparsam sonuçları ne olur?' diye düşünemezler. Sonunu düşünmeden hareket ettikleri için tehlikeli durumlarla karşılaşmaları olasıdır.

ÇOCUK DİKKATİNİ TOPLAYAMAMASINA RAĞMEN EĞLENDİĞİ BİR İŞLE SAATLERCE UĞRAŞABİLİR

Dikkat eksikliği görülen çocuklar, uzun süre bir şeye kendilerini vermez, dikkatlerini bir noktada toplamaz. İlgilerini çekmeyen, sıkıcı buldukları işlerle ve zihinsel bir uğraş gerektiren konularda dikkatlerini uzun süre toplayamadıkları için sevdikleri, eğlendikleri işlere saatlerce vakitlerini ayırabilirler.

Dikkat eksikliği ve hiperaktivite sık görülen bir sorundur. Hem dikkat eksikliği hem de aşırı hareketlilik ve dürtüsellik (istekleri erteleyememe) belirgindir. Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğunun görülme sıklığı yaş ilerledikçe düşmektedir. 4-12 yaşlar arasındaki erkeklerin \% 10'unda, kızların ise \% 4'ünde görülmektedir. 13-18 yaşlarına gelindiğinde ise bu oran yarı yarıya düşmektedir.

ÇOCUĞUNUZ OTURURKEN EL VE AYAKLARINI SÜREKLİ OYNATIYORSA DİKKAT

Günümüzde yerinde duramayan, derslerine çalışmak istemeyen, enerjisi fazla olan her çocuğa 'hiperaktif' etiketi yapıştırılmaktadır. Bu çok yanlış bir değerlendirmedir. Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğunun; davranışsal, fiziksel, bilişsel, duygusal, birçok belirtisi vardır. Bu çocuklar, her şeyi kurcalamak ister, konudan konuya atlar, saygısızca ve küfürlü konuşabilirler.

El yazıları genellikle bozuktur, eşyaların üzerinde gezer, sıkıcı buldukları bir işle uğraşırken ya da ders sırasında uzun süre oturamazlar. Bu tip çocuklar, otursalar dahi el ve ayaklarını sürekli oynatırlar. Okula götürecekleri kitaplar, araç-gereçler düzensiz ve eksiktir. Grup içi oyunlarda arkadaşları tarafından istenmezler çünkü kurallardan hoşlanmazlar.

Zekaları normal ya da normalin üstünde olsa bile genellikle okul başarıları düşüktür. Ruh halleri değişkendir, çabuk sinirlenirler, depresyon daha sık görülebilir ve duygusal yönden kararsızlıklar yaşarlar. Görsel algılamalarında problem yaşayabilirler. Konuşma, telaffuz bozukluğu, işitme algılarında yetersizlik görülebilir.

AİLE ÇOCUĞUN OLUMLU YÖNLERİNİ ORTAYA ÇIKARABİLECEĞİ BİR ORTAM SUNMALI

Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu çok rahatsız edici ve olumsuz gibi görünse de olumlu yönleri de vardır. Bu sorunla karşı karşıya gelen çocuklar genellikle enerjik, arkadaş ortamlarında aranan ve sevilen tiplerdir. Girdikleri ortamlara daha kolay uyum sağlarlar, daha sıcakkanlıdırlar.

Ailelerin yapmaları gereken ise; onlara, çocuklarının yapılarını, olumlu özelliklerini ön plana çıkarabilecekleri bir yaşam sağlamalarıdır. Her aile çocuğunun başarılı olmasını ister ve bu konuda ellerinden geleni yapar. Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu olan çocuklar ise genelde tembel olarak görülür. Aileler bu konuda çaresiz kalır. Bu çocuklar aslında tembel değildir.

Ders çalışmaya, sıkıcı işlerle uğraşmaya isteksizlerdir. Sınavlarda çok basit hatalar yapar, sınavlarda ilk soruları başarılı bir şekilde yapsalar dahi sonlara yaklaştıkça hataları artar. Uzun süre derste, sınavda oturamadıkları için akademik başarıları da düşüktür.

YAZ KAZALARINA KARŞI DİKKATLİ OLUN

Hiperaktif ve dikkat eksikliği olan çocuklara doğru yaklaşım çok önemlidir. Aile bu konuda uzman yardımı almalı ve belirlenen plan çerçevesinde çocuğun bu süreci en doğru şekilde atlatması sağlanmalıdır. Yaz aylarında onun sevdiği aktivitelere yönlenmesi sağlanabilir.

Ancak tatilde havuz, deniz ve açık alanda istenmeyen olaylar yaşanabileceğinden aile yaz kazalarına karşı çok dikkatli olmalıdır. Küçük ve eğlenceli ödevlerle çocuğa sorumluluk duygusu aşılanabilir. Tüm bunlara ek olarak düzenli takip çok önemlidir.

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.