
Cennetin Kokusunu Alan Sahabi
“Uhud’un eteklerinden cennetin kokusunu alıyorum...” diyen bir sahabî… Kılıç, ok ve süngü yaralarıyla tanınmaz hâle gelen bir beden… Peki, bu sözleri söyleyen kimdi ve Rabbine verdiği sözü nasıl tuttu?
Enes -radıyallâhu anh- şöyle anlatmaktadır:
CENNETİN KOKUSUNU ALAN SAHABİ
Amcam Enes bin Nadr, Bedir Savaşı’na katılamamış ve bu ona çok ağır gelmişti:
“–Ey Allâh’ın Rasûlü! Müşriklerle yaptığın ilk savaşta bulunamadım. Eğer Allah Teâlâ müşriklerle yapılacak bir savaşta beni bulundurursa, neler yapacağımı elbette görecektir.” dedi.
Sonra Uhud Gazvesi’ne katıldı. Müslüman safları dağılınca, arkadaşlarını kastederek; “Rabbim, bunların yaptıklarından dolayı Sana özür beyân ederim.”, müşrikleri kastederek de; “Bunların yaptıklarından da uzak olduğumu bildiririm.” deyip ilerledi. Sa’d bin Muâz’la karşılaştı ve:
“–Ey Sa’d! İstediğim cennettir. Kâbe’nin Rabbi’ne yemin ederim ki, Uhud’un eteklerinden beri hep o cennetin kokusunu alıyorum.” dedi.
Sa’d, daha sonra hâdiseyi anlatırken:
“–Ben onun yaptığını yapamadım yâ Rasûlâllah!” demiştir.
Amcamı şehîd edilmiş olarak bulduk. Vücûdunda seksenden fazla kılıç, süngü ve ok yarası vardı. Müşrikler müsle yapmış, uzuvlarını kesmişlerdi. Bu sebeple onu kimse tanıyamadı. Sâdece kız kardeşi parmak uçlarından tanıdı. Şu âyet, amcam ve onun gibiler hakkında nâzil oldu:
“Mü’minler içinde öyle yiğitler vardır ki, Allâh’a verdikleri sözlerine sadâkat gösterdiler. Onlardan kimi ahdini yerine getirdi (çarpıştı, şehîd düştü), kimi de (sırasını) beklemektedir. Bunlar aslâ sözlerini değiştirmemişlerdir.” (el-Ahzâb, 23) (Buhârî, Cihâd, 12)
Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Faziletler Medeniyeti 1, Erkam Yayınları
YORUMLAR