Çamlıca Camii İnşaatında Sona Yaklaşılıyor!

Cumhuriyet tarihinin en büyük camiisi olacak olan İstanbul Çamlıca Camii bitim için gün saymaya başladı.

Çektiği fotoğraflarla tarihi cami ve yapılara bambaşka bir hava katan Türkiye'nin önde gelen fotoğraf sanatçılarından Cemil Şahin'in objektifinden Çamlıca Camiisi ve mimari özellikleri; Çamlıca Tepesi, İstanbul'un en yüksek noktası. 288 metre yüksekliğindeki tepe şehrin neredeyse her noktasından görülebiliyor.

İSTANBUL'UN HER KÖŞESİNDEN GÖRÜLEBİLECEK ŞEKİLDE TASARLANDI

29 Mayıs 2012'de Başbakan Recep Tayyip Erdoğan bu tepede yapılması düşünülen bir cami projesinin haberini verdi: "Çamlıca'daki TV ve radyo verici kulelerinin yanına büyüklüğü 15.000 m2'yi aşan bir cami inşa edeceğiz. Planlama aşaması tamamlanmak üzere… Bu devasa cami İstanbul'un her bir köşesinden görülebilecek şekilde tasarlandı."

w_3310

CUMHURİYET TARİHİNDE YAPILAN EN BÜYÜK KUBBE

İstanbul Cami ve Eğitim Kültür Hizmet Birimleri Yaptırma ve Yaşatma Derneği Başkanı Ergin Külünk, cami inşaatının hızla sürdüğünü belirtti. Külünk, caminin 1 Temmuz 2016'da Kadir Gecesi'nde ibadete açılmasının planlandığını söyledi. Altı minarenin dördünün 107,1, ikisinin ise 90 metre yüksekliğinde yapılacağını, kubbenin yüksekliğinin 72 metre, çapının ise 34 metre olacağını dile getiren Külünk, "Ecdadın yapmış olduğu en küçük cami ile bile camimizi mukayese etmiyoruz. Ama kubbe Cumhuriyet tarihine yapılan en büyük kubbe olacak" dedi.

Külünk, cami çevresindeki 30 dönüm alanda ise yürüyüş yolları, dinlenme alanları ve seyir teraslarını içeren peyzaj çalışması yapılacağını kaydetti. Külünk, çalışmalardan periyodik olarak fotoğraf ve görüntü alındığını dile getirdi.

CAMİ İNŞASININ BELGESELİ YAPILACAK

Görüntülerin bir belgeselde toplanacağını ifade eden Külünk, "Cami inşaatından her gün fotoğraf alınıyor. Periyodik olarak helikopterle gökyüzünden çekiliyor" dedi. Külünk, böylece Türkiye'de ilk kez bir cami inşasının belgeselinin yapılacağını söyledi.

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.