Çamlıca Camii Sabah Namazında Doldu Taştı

İstanbul Müftülüğünün düzenlediği "Sabah namazı buluşmaları"nın finali, Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, İstanbul Müftüsü Hasan Kamil Yılmaz, İlim Yayma Vakfı Mütevelli Heyeti Başkan Vekili Bilal Erdoğan ve binlerce vatandaşın katılımıyla Çamlıca Camii'nde gerçekleştirildi.

Düzenli olarak yapılan sabah namazı buluşmaları etkinliğinin final programında genç, yaşlı, çocuk her yaştan binlerce vatandaş Çamlıca Camii'ne akın etti.

Programda, Kur'an-ı Kerim okunması ve Erbaş'ın sabah namazını kıldırmasının ardından dua edildi.

İstanbul Valisi Ali Yerlikaya'nın yanı sıra, İstanbul'daki bazı ilçe müftüleri ile çevre illerden müftülerin de katıldığı programda, kalabalık dolayısıyla  avluda saf tutan cemaatin burayı doldurduğu, buraya sığmayanların ise dış avluda ve caminin bahçe kısmında namaz kıldıkları görüldü.

Prof. Dr. Ali Erbaş, namazın ardından yaptığı konuşmada, Allah'tan sabah namazının kabul edilmesini diledi.

"Ne mutlu bizlere ki bu gök kubbenin altında, çocuk genç, yaşlı binlerce Müslüman buluştuk, birlikte secde ettik, Rabb'imize niyazımızı ifade ettik, eda ettik, kabul buyursun Rabb'im inşallah." diyen Erbaş, okumanın ve öğrenmenin önemine değindi.

Erbaş, "Allah Resulü Efendimiz bütün insanlığa şu mesajı verdi, 'Benim ümmetimin gençlerinin, çocuklarının, benim ümmetimin mensuplarının elinden kitap ve kalem düşmeyecek.' Asırlar boyunca bu ümmetin çocuk ve gençlerinin elinden kitap kalem düşmediği zamanlarda hep yüceldik, hep yükseldik. Ama kitap ve kalem, öğrenmek, öğretmek bizden uzaklaşınca bu ümmet geriledi, zayıfladı. İnşallah bugün elinde kalem ve kitap olan öğrenme ve öğretme peşinde olan gençlerimiz var, umutluyuz." diye konuştu.

"ÜSTÜMÜZE DÜŞEN BU CAMİLERİ HEP BÖYLE DOLDURMAK"

İlim Yayma Vakfı Mütevelli Heyeti Başkan Vekili Bilal Erdoğan ise namazlarını avluda kıldıklarını, birçok kişinin ise içeri giremediğini söylediğini ifade etti.

63 bin kişilik camide bugün içeri giremeyenlerle birlikte çok büyük bir cemaatin Çamlıca Camii'ne akın ettiğini dile getiren Erdoğan, şöyle devam etti:

"Neden akın etti? Ben de Müslümanlardanım demek için, büyük bir ümmetin parçası olduğunu hissedebilmek ve dünyaya haykırabilmek için. Herhalde bundan böyle üstümüze düşen, bu camileri hep böyle doldurmak. Çünkü inanın ki bizim buradaki birlik tablomuz, dünyaya vermemiz gereken mesaj. Bu ümmetin düşmanlarına vermemiz gereken mesaj. Müslümanların üzerinde planlar kuranlara vermemiz gereken mesaj. Ve inanın onları en çok ürküten de işte buradaki bu birlik tablosu."

İstanbul Müftüsü Hasan Kamil Yılmaz da "Kur'an dinledik, tesbihata katıldık ve dini duygularımızı yüksek seviyede hep birlikte idrak ettik. Değerli kardeşlerim, gençlerle yaşlıların ve orta yaşlıların tek yürek, aynı anda, tek ses ve tek nefes halinde mabette buluşmasını biz önemsiyoruz. Biz çünkü gençlerimizi önemsiyoruz. Onların aynı anda büyükleriyle saf tutmasını çok anlamlı olduğuna inanıyoruz." ifadesini kullandı.

"Sabah namazı buluşması" programı sonrasında vatandaşlara çorba ikram edildi.

Bu arada, kalabalıktan dolayı camiye çıkan caddelerde trafik ve yaya yoğunluğu oluştu. Bazı vatandaşlar camiye Çamlıca-Libadiye arasındaki kara yolu tünelini kullanarak ulaştı.

Çamlıca Camii’ne yoğun ilgi gösteren vatandaşlar, cami içerisinde, girişinde ve çıkışında fotoğraf ve video çekti, camiyi gezdi.

Program dolayısıyla cami çevresinde de yoğun güvenlik önlemi alındığı görüldü.

Aynı anda 63 bin kişinin ibadet edebileceği bir kompleks olarak tasarlanan Çamlıca Camisi, 7 Mart'ta sabah namazıyla ibadete açılmıştı.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.