Beyrut'a İnsani Yardımlar Ulaştı

Türkiye'den Lübnan’a yardım malzemeleri ve personel ulaştıracak Türk Silahlı Kuvvetlerine ait uçak Beyrut׳a indi.

Türkiye'den Lübnan’a yardım malzemeleri ve personel ulaştıracak Türk Silahlı Kuvvetlerine ait uçağın Beyrut'a indiği bildirildi. 

Milli Savunma Bakanlığı resmi Twitter hesabından yapılan açıklamada, "Tıbbi yardım malzemeleri, ekipmanlar ve arama-kurtarma personeli ile Ankara’dan havalanan TSK’ya ait uçağımız patlamanın yaşandığı Lübnan’ın başkenti Beyrut’a ulaştı." ifadeleri kullanıldı. 

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın talimatıyla Türkiye, Beyrut'ta meydana gelen patlama sonrası bölgeye tıbbi ve insani malzemeler ile arama-kurtarma personeli gönderdi.

Sağlık Bakanlığı, Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) ve Kızılay tarafından hazırlanan malzemeler, Etimesgut Askeri Havaalanı'nda A 400M tipi askeri kargo uçağına yüklendi.

Bölgeye, Sağlık Bakanlığınca 21 UMKE personeli, iki acil müdahale ünitesi, 3 personel barınma çadırı, ilaç ve tıbbi malzeme, AFAD tarafından 10 personel, ekipman, bir kurtarma aracı ve Türk Kızılayına ait 3 personel, arama kurtarma ekibi, sağlık ve insani yardım malzemesi gönderiliyor.

Öte yandan, kargo uçağı havalanmadan önce Etimesgut Askeri Havaalanı'nda basın mensuplarına açıklama yapan AFAD Başkanı Mehmet Güllüoğlu, Beyrut'ta gerçekleşen patlama sonrası istenilen desteğin gönderilmesi için hazırlık yaptıklarını söyledi.

Güllüoğlu, patlama sonrası bölgede ciddi bir travma olduğunu ve travma tedavisi konusunda uzman cerrahi ekipler dahil olmak üzere, ortopedi, genel cerrahi, acil tıp uzmanları ve yardımcı sağlık personellerinden oluşan 20 kişilik UMKE ekibinin bölgeye gideceğini kaydetti. 

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.