Bereket Ne Demek?

Bereket nedir, ne anlama gelir? Bereket kelimesinin sözlük anlamı nedir? Bekeret ile ilgili ayet ve hadisler nelerdir? Bereket kelimesi ile ilgili cümleler.

Bereket, çeşitli dinlerde dua, âyin ve ibadetlerle elde edilmeye çalışılan bolluk, genişlik, hayır ve saadet anlamlarında dinî bir tabirdir.

BEREKET NEDİR?

Bereket “bolluk, gürlük, ongunluk, feyiz, feyezan” demektir.

Bereket kelimesi sözlükte, “Allah’tan gelen hayrın bir nesnede görünmesi ve devam etmesi, artıp çoğalması, yaradanın ihsânı, nîmet” anlamına gelir.

BEREKET İLE İLGİLİ AYETLER

Kur’ân-ı Kerîm nelerin, nerelerin, kimlerin bereketli ve mübarek olduğuna dair bazı örnekler vermektedir. Buna göre canlıların rızkını sağlayan yeryüzü bereketlendirilmiştir. (el-A‘râf 7/137; Fussılet 41/10) Yukarıdan inen bereketli su (Kāf 50/9) kadar yerden biten zeytin ağacı da mübarektir. (en-Nûr 24/35) Öte yandan feyiz kaynağı olan Kur’an da mübarek bir kitap, mübarek bir öğüttür. (el-En‘âm 6/92; el-Enbiyâ 21/50; Sâd 38/29) Kur’an “mübarek bir gecede” indirilmiştir. (ed-Duhân 44/3)

Yeryüzünde ilk kurulan mâbed yani Kâbe mübarektir. (Âl-i İmrân 3/96) Tûr ve Mescid-i Aksâ’nın çevresi, Hz. Nûh’un gemisinin karaya oturduğu yer gibi daha başka kutsal, bereketli ve mübarek yerler, kutlu şehirler de vardır (el-Kasas 28/30; el-İsrâ 17/1; el-Mü’minûn 23/29; el-Enbiyâ 21/71, 81; Sebe 34/18). Hz. İbrâhim, İshak, Mûsâ ve Îsâ mübarek şahsiyetlerdir (es-Sâffât 37/113; Meryem 19/31; en-Neml 27/8). Yine Kur’an, evlere girildiğinde “Allah katından bereket, selâmet ve güzellik” dileyerek selâm vermeyi öğütlemektedir. (en-Nûr 24/61) Muhtelif âyetlerde bereket gibi bürûk kökünden türemiş bulunan, “fâni oluş niteliklerinden münezzeh” anlamındaki “tebâreke” kelimesi Allah’a nisbet edilmiştir. (bk. M. F. Abdülbâkī, el-Muʿcem, “tebâreke” md.)

BEREKET İLE İLGİLİ HADİSLER

Bereket kelimesi hadislerde de yaklaşık aynı mânaları ifade edecek şekilde kullanılmıştır. Meselâ bir hadiste yağmur “gökten inen bereket” olarak nitelendirilmektedir. (Müsned, VI, 2, 5) Koyun beslemeyi öğütleyen ve onda bereket olduğunu bildiren hadisteki bereket “nema, çoğalma, bolluk” anlamına gelmektedir. (İbn Mâce, “Ticârât”, 69; Müsned, VI, 424) Bereketle ilgili başka bir hadisin meâli de şöyledir: “Sahura kalkın, çünkü onda bereket vardır.” (Buhârî, “Ṣavm”, 20; Müslim, “Ṣıyâm”, 45; Tirmizî, “Ṣavm”, 17) Bu hadisteki bereket “ilâhî hayır ve ihsan, feyiz ve bolluk” anlamında kullanılmış olmalıdır.

Bir hadiste selâm vermenin berekete yol açtığı bildirilirken (el-Muvaṭṭaʾ, “Selâm”, 2) bir önceki hadisteki anlamlar yanında selâm verenin mutluluk dileğinde bulunmuş olacağı anlatılmak istenmiştir. Bazı hadislerde kelime çoğul olarak da (berekât) geçer. (bk. Buhârî, “Feżâʾilü’ṣ-ṣaḥâbe”, 31, “Edeb”, 62, “Tevḥîd”, 5; Müslim, “Ṣalât”, 56, 60, 62; Ebû Dâvûd, “Ṣalât”, 178, 184)

Diğer bir hadiste Müslümanların Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’e nasıl dua edecekleri şöyle açıklanmaktadır: “Allahım, salâtını, rahmetini ve berekâtını resullerinin efendisine ihsan et!” (İbn Mâce, “İḳāmetü’ṣ-ṣalât”, 25) Bu son hadislerde “berekât” kelimesiyle nimet, ilâhî hayır ve ihsan, feyiz, saadet gibi anlamlar kastedilmiştir.

BEREKET KELİMESİ İLE İLGİLİ CÜMLELER

Kur’an’ın okunduğu ve Allah’ın anıldığı evin bereketi artar.

***

Bereket yemeğin ortasına iner.

***

Sahura kalkın, çünkü onda bereket vardır.

***

Çocuk gönlüm kaygılardan azade / Yüzlerde nur, ekinlerde bereket.

***

Kalmadı ümîdin soluk ve cılız ışığında bereket.

İslam ve İhsan

PEYGAMBER EFENDİMİZ’İN BEREKET DUASI

Peygamber Efendimiz’in Bereket Duası

ERKEN KALKMANIN BEREKETİ

Erken Kalkmanın Bereketi

ALLAH’IN RIZKINA KEFİL OLDUĞU KUL

Allah’ın Rızkına Kefil Olduğu Kul

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.