Arakanlı Müslümanlara Etnik Temizlik

Myanmar hükümetinin, Bangladeş'e sığınan Arakanlı Müslümanların ülkelerine geri dönmeleri için yeterli hazırlığı yapmadığı bildirildi.

Merkezi Avustralya'da bulunan düşünce kuruluşu Avustralya Stratejik Politika Enstitüsünün (ASPI) raporuna göre, Myanmarlı yetkililer, Arakan'daki baskı ve zulümden kaçıp Bangladeş'e sığınan Arakanlı Müslümanların geri dönüşü için yeterli hazırlık yapıldığını dile getirseler de 2017’de Arakan’da tahrip olmuş veya yıkılmış 392 yerleşim yerinden 320'sinde Myanmar'ın yeniden yapılandırma yaptığına dair işaret gözlemlenmedi.

Enstitünün Uluslararası Siber Politika Merkezi, Myanmar’ın Arakan eyaletinde 2017’de yakılan, zarar gören veya tahrip edilen yerleşim yerlerinin mevcut durumunu değerlendirmek için açık kaynak verilerini ve yeni uydu görüntülerini inceledi.

Birleşmiş Milletler (BM) tarafından tespit edilen, 2017’de Arakan’da tahrip edilmiş veya yıkılmış 392 yerleşim yerinin mevcut durumuna yer verilen raporda, yeniden yapılandırma belirtisi olmayan 320’nin üzerinde yerleşim yeri olduğu belirlendi.

Raporda, Arakanlı Müslümanların güvenli, onurlu ve sürdürülebilir bir şekilde Myanmar’a geri dönebilmelerine dayanak sağlayıcı koşulların mevcut olduğu iddialarının desteklenmediği ifade edilerek yarım milyon Arakanlı Müslüman'ın geri dönebilmesi için minimum düzeyde hazırlık yapıldığının uydu analizleri sonucu tespit edildiği vurgulandı.

Arakanlı Müslümanlar için yapılan hazırlıkların yetersizliğinin endişe verici olduğu belirtilen raporda, devam eden şiddetin, istikrarsızlığın, internet ve iletişim teknolojilerindeki kesintilerin ve Arakan’daki güvenlik durumuyla ilgili bilgi eksikliğinin bu endişelere etkisi olduğu kaydedildi.

Raporda, uluslararası toplum, Arakanlı Müslümanlara yönelik güvenli, onurlu ve sürdürülebilir bir gelecek için en iyi çözümün bulunması için çaba göstermeye çağrıldı.

- "Myanmar, Arakanlı Müslümanların geri dönmesi için güvenli değil"

Uluslararası Af Örgütü bu ay yaptığı yazılı açıklamada, "Myanmar’ın Arakanlı Müslümanların geri dönmesi için güvenli bir yer olmadığını" kaydetmişti.

Açıklamada, Arakanlı Müslümanların eşitlik, milliyet, hareket özgürlüğü, sağlık hizmeti, eğitim ve iş fırsatlarına erişim gibi haklarının Myanmar hükümeti tarafından sistematik olarak reddedilmeye devam ettiği belirtilmişti.

- Arakanlı Müslümanlara etnik temizlik 

Arakan'da 2012'de Budistler ile Müslümanlar arasında çatışmalar çıkmış, olaylarda çoğu Müslüman binlerce kişi katledilmiş, yüzlerce ev ve iş yeri ateşe verilmişti.

Arakan'daki sınır karakollarına 25 Ağustos 2017'de düzenlenen eş zamanlı saldırıları gerekçe gösteren Myanmar ordusu ve Budist milliyetçiler, kitlesel şiddet eylemlerini başlatmıştı.

BM'ye göre, Ağustos 2017'den sonra Arakan'daki baskı ve zulümden kaçıp Bangladeş'e sığınanların sayısı 745 bine ulaştı. Uluslararası insan hakları kuruluşları, yayımladıkları uydu görüntüleriyle yüzlerce köyün yok edildiğini kanıtladı.

Bangladeş, ülkedeki Arakanlı mültecilerin yurtlarına dönüşü için Myanmar ile vardığı anlaşmayı uygulamaktan vazgeçerken, uluslararası medya ve yardım kuruluşlarının Arakan bölgesine girişini ciddi oranda kısıtlayan Myanmar hükümeti ise Arakanlı Müslümanların dönüşlerine ilişkin verdiği sözleri yerine getirmedi.

BM ve uluslararası insan hakları örgütleri, Arakanlı Müslümanlara yönelik şiddeti "etnik temizlik" ya da "soykırım" olarak adlandırıyor.

İnsan hakları örgütleri, Arakanlı Müslümanların güvenli ortam sağlanmadan Myanmar'a dönmelerinin, yeni bir etnik temizlik kampanyasına yol açacağı endişesini taşıyor.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.