Altınoluk Dergisinin Ocak 2022 Sayısı Çıktı

Altınoluk dergisinin 431. sayısı çıktı. Altınoluk dergisinin Ocak 2022 sayısı “Ümidimiz Nebevî Reçetelerdir” başlığıyla yayınlandı.

“Ümidimiz Nebevî Reçetelerdir” kapağıyla çıkan Altınoluk dergisinin 2022 yılı Ocak 431. sayısı şu şekilde takdim edildi.

ÜMİDİMİZ NEBEVÎ REÇETELERDİR

Modern cahiliye devrinde yaşıyoruz. İnsanın insanı sömürdüğü, adaletin geri bırakıldığı ve sadece menfaatin ölçü olduğu her dönem cahiliyedir. Cahiliyenin en önemli vasfı hayatı bu dünya ile sınırlamasıdır. Hayatı sadece dünya ile sınırlayanlar ekonomik refahı tek amaç olarak görürler. Böyle olunca insan, bedeninden ibaret görülmüş, sadece bedeni için yaşayan insanlar da hayvanlar gibi, gücü olanın zayıfı ezdiği vahşi bir sömürü düzeni ortaya çıkarmıştır.

İnsanın insanın kurdu olduğu modern cahiliye en üst gelir seviyesindekilerin imtiyazını muhafaza için kurgulanmıştır. Çıkarı dışında hiçbir değer tanımayan azgın bir azınlık statüsünün devamı için dünyayı ateşe vermekten imtina etmez. En üstteki yüzde birin bütün servetin yüzde 38’ini; en alttaki yüzde ellinin ise bu birikimin sadece yüzde 2’sini aldığı bir dünya onların dünyasıdır ve bu dünyada hiçbir kutsal ve değer kalmamıştır.

Açlık, fakirlik ve adaletsizliğin ayyuka çıktığı bir dünyada Allah, Peygamber ve Kitap tanımayan azgın azınlığın statüsünün devamı doğru, güzel ve iyinin tahrifindedir. Medya ve hususiyle sosyal medya bu istismarın mecrası konumundadır. Modern cahiliye insanları, zihinlerine zerk ettiği çağdaş safsatalarla “doğru olanın tersine inanma” ve “yapılması gerekenin tersini yapma” serkeşliğine sürüklemektedir.

Bugün insanlar selde sürüklenen kütükler misali nereye gittiklerini bilemedikleri bir yarışta nefeslerini, nefislerini ve nesillerini heba ediyorlar. Bu süreçte akıl almaz bir ilerleme kaydeden teknoloji modern cahiliyenin ayartma ve saptırma taşeronluğunu yürütüyor. Algı operasyonları ile insanlara yanlışlar doğru, kötüler iyi ve çirkinler güzel gösteriliyor. Bu süreçte göz, kulak ve zihin yoğun bir mesaj bombardımanı ile sürekli kirletiliyor. Modern cahiliye insanın hakikatle buluşmasını engelliyor.

Biz âlemlere rahmet olarak gönderilen bir peygamberin ümmetiyiz. O’nun getirdiği Kitap ve yaşadığı hayat bütün dertlerimize dermandır. Bugün ekonomik, sosyal ya da siyasi hangi sıkıntıyı yaşarsak yaşayalım, hepsinin çaresi biricik efendimiz Hz. Muhammed Mustafa sallallahu aleyhi ve sellem’in hayatı ve sözlerindedir. Bu sözlerimizi abartı olarak görenler Allah’a imanın yanında O’nun Rasûl’üne imanın ne anlama geldiğini tekrar düşünmek zorundadırlar. Bu sayımızda hepimizin hiç aklımızdan çıkarmamamız gereken bir hakikati tekrar gündeme getiriyor ve hangi türden olursa olsun sıkıntılarımızın çaresini En Güzel İnsan’dan devşirilecek nebevî reçetelerde aramamız gerektiğini hatırlatıyoruz.

Son ekonomik süreç dergimizin satış fiyatında bir ayarlama yapmayı gerektirdi. Bu durumu anlayışla karşılayacağınızı ümit ediyoruz. Üreten, çalışan, alın teri döken herkese Rabbimizden yardım niyaz ediyoruz. Allah nezdinde insanın kıymeti azalırsa malın kıymeti artarmış. Ekonomik girdi ve çıktılarla yapmaya çalıştığımız şu dergicilik faaliyeti son tahlilde insanın kıymetini artırmaya matuf bir çalışmadır. Malın kıymetinin değil insanın kıymetinin arttığı günlere tez zamanda kavuşmak muhtemelen herkesin yaptığı işin nebevî ölçülerde kıymetini artırması ile mümkün olacak. Bir sonraki sayımızda buluşmak ümidiyle hepinizi Allah’a emanet ediyoruz.

Dergiyi temin etmek için tıklayınız.

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.