Aile İçinde Mübarek Günler

Aile içinde mübarek günleri “pasif eğitim” denebilecek dolaylı anlatım yoluyla değerlendirmek büyük bir fırsattır.

Üç Aylar’ın, mübarek gün ve gecelerin, halka mal olup zihinlerde yer edebilmeleri için şimdiye kadar alışılagelmiş anlamını ve değerlendirme usûlünü muhafaza etmekle birlikte yeni bazı unsurlar da katma gereğine inanmaktayız. Bu cümleden olmak üzere, fert olarak yapabileceğimiz pratik birkaç noktayı, şahsî mülâhaza olarak arzetmek istiyoruz.

AİLEDE PASİF EĞİTİM

Aile eğitiminde direkt olarak anlatma ile birlikte “pasif eğitim” denebilecek dolaylı anlatmanın da önemi inkâr edilemez. Dolayısıyla, mübarek günlerin mânâsını ve o günlerde cereyan eden olayları, muteber kaynaklardan aile fertlerine anlatıp ibadet temposunu diğer günlere nazaran artırmanın yanı sıra şu işler de yapılabilir.

Maddî imkânlar elveriyorsa fazladan, elvermiyorsa, almak mecburiyetinde olduğumuz bir şeyi, “o günün hatırasına bir hediye” olarak aile fertlerimize takdim edebiliriz. Böylece, özellikle çocukların zihninde, o gün daha etkili bir şekilde yer edecektir. “Babam bana bu ayakkabıyı, Berat Gecesi hediyesi olarak aldı” diyerek, o günün diğer arkadaşlarının zihninde de bir yer işgal etmesine sebebiyet verecektir. Hanımımıza böyle bir hediye takdim etmemiz, hem sevgi bağlarını perçinleyecek hem de komşu ve akrabalar da uzun süre o günün hatırasını canlı tutarak konuşulmasına neden olacaktır. İslâmî hayatla tanışmasını istediğimiz bir insana, o günün hatırasına vereceğimiz hediye ise daha ulvî duyguların coşmasına ve belki de iman kurtarmaya sebep olabileceği gibi, ulaşmakta zorluk çektiğimiz kişilerle irtibat kurmaya da vesile olacaktır. Ayrıca, birbirine kırılmış akraba ve dostların, daha geniş mânâda Müslümanların barışmasını, o günleri de vesile kılarak sağlarsak, bir taşla iki kuş vurmuş ve o günü zihinlere nakşetmiş oluruz.

Daha önce düşündüğümüz akraba ve komşu davetini o günü denk getirerek, hem yapacağımız şeyi yapmış olur hem de o günün hatırasına yaptığımızı hissettirip zihinlerde kalmasına çalışırız. Çocuklarımız o gün vesilesiyle arkadaşlarını yemeğe davet edebilirler. Bir de imkânımız ölçüsünde onlara yine o gün adına birer hediye takdim edersek gönüllerine girmek için geniş bir kapı açarız kanaatindeyiz.

Kaynak: Vehbi Akşit, Altınoluk Dergisi, Sayı: 177 |2000 Kasım.

İslam ve İhsan

AİLEDE DİN EĞİTİMİ İLE İLGİLİ AYET VE HADİSLER

Ailede Din Eğitimi ile İlgili Ayet ve Hadisler

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.