600 Yıl Sonra İbadete Açılıyor

1429 yılında Sultan 2. Murad döneminde yapılan, Kanuni Sultan Süleyman'ın gelip namaz kıldığı ancak yıllar içerisinde yarısı toprak altında kalan 2. Murad Camii, tekrar gün yüzüne çıkıyor.

Denizli’nin Honaz ilçesinde yer alan tarihi camide, 591 yıl sonra tekrar çalışmalar başladı.

Sultan 2. Murad’ın emriyle 1429 yılında yapımı tamamlanan cami, aradan geçen onca yıldan sonra bölgedeki diğer yapılara oranla ayakta kalabilen nadir yapı olma özelliği taşıyor.

Honaz Belediyesi ve Denizli Müze Müdürlüğü’nün bilimsel danışmalığında restorasyon çalışmaları sürdürülen tarihi caminin, 2021 yılı sonunda tamamlanması planlanıyor.

Aradan geçen 529 yılda neredeyse yarısı alüvyonlarla kapanan 2. Murad Camii’nde hummalı çalışmalar aralıksız sürüyor.

“BÖLGE İÇİN ÖNEMLİ TURİZM MERKEZİ…”

Projenin yaklaşık yüzde 35’inin tamamlandığını belirten Honaz Belediye Başkanı Yüksel Kepenek, “Burada Kanun Sultan Süleyman namaz kılmış. Bu camide ve bizim için çok değerli bir yapı. Honaz’ın tarihsel simgelerinden bir tanesi. Eğer bunu dönemimizin içerisinde ayağa kaldırabilirsek tarihimiz açısından geleceğe taşıdığımız kıymetli bir eser olacak. Bu tür eserleri her zaman her yerde bulmak kolay değil. Yaklaşık yüzde 30 ile 35’lik bir yol katettik. Geri kalanını tamamlayabilirsek bu bölge için önemli bir turizm merkezi olacak.” dedi.

“AÇIK MÜZE VE İBADETLERİMİZİ YAPABİLDİĞİMİZ BİR CAMİMİZ OLACAK”

Cami alanında restorasyon çalışmalarının tamamlanmasıyla hem ibadete hem de turizme açık olacağını belirten Başkan Kepenek, şöyle konuştu:

“1429 yılında bugüne taşınmış açık bir müze. Aynı zamanda ibadetlerimizi yapabildiğimiz ve namazımızı kılabileceğimiz bir camimiz olacak. Burayı tıpkı İstanbul’daki camilerimiz gibi gelecekte de rahatça kullanabileceğimiz aynı zamanda geçmişten izleri taşıyan, atalarımızın miras bıraktığı değerli eseri insanlara tanıtmanın onurunu yaşayacağız. Yerli inanç ve tarihsel turizme açık bir alan olacak.”

1950'Lİ YILLARA KADAR BAYRAM VE ÖZEL GÜNLERDE KULLANILDI

2. Murad Camii’nde süren çalışmalara başkanlık eden Uzman Sanat Tarihçisi Dilek Kaçar, ekibiyle birlikte restorasyon çalışmalarını tamamlamak üzere yoğun tempoyla çalışıyor.

2. Murad Camii hakkında bilgiler veren Dilek Kaçar, şu bilgileri paylaştı:

“Üzerine bulunduğumuz Sultan 2. Murad Camii, 1429 yılında Sultan 2. Murad’ın emriyle inşa ediliyor. Evliya Çelebi’nin seyahatnamesinden biz burayla ilgili daha detaylı bilgilere ulaşıyoruz. Yukarıda gördüğümüz kale şehrin ana merkezi ve Bizans Dönemi’nde yapılıyor. Selçuklular zamanında Afşin Bey tarafından fetih ediliyor.

Denizli’deki 2. Murad Camii, 600 yıl sonra ibadete açılıyor #3

Daha sonra Osmanlı Dönemi’nde 2. Murad tarafından fetih ediliyor. Orada Osmanlı yerleşkesi olduğunu biliyoruz. 400’e yakın ev, zaviye, hamam, tepede bir cami ve kalenin dışında yapılmış ikinci bir cami olarak burayı yaptırdığını biliyoruz. Kanuninin seferi sırasında bu camiye uğradığını biliyoruz ve burada namaz kıldı.

Cami o dönemin çok tipik örneklerinden ve çok büyük ölçekli bir cami değil. Yamaca yaslanılarak yapılmış bir cami. Bölgenin traverten taşıyla yapılmış ve merkezi sekizgen bir kasnak üzerinde tek kubbeyle yükseltiliyor. 1950'li yıllara kadar bayramlarda ve özel günlerde buraya gelip aşure aylarında aşure veya kurban kestiklerini biliyoruz.”

Kaynak: İHA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.