18 Yaşından Gün Almış Herkes Aşı Randevusu Alabilecek

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, cuma gününden itibaren 18 yaşından gün almış herkesin aşı randevusunun açılacağını bildirdi.

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Koronavirüs Bilim Kurulu Toplantısı sonrasında açıklamalarda bulundu.

Sağlık Bakanı Koca, "Hastalığı geçirdikten 45 gün sonrasında 65 yaş üzerinde vefatın iki kattan fazla arttığını tespit ettik. Gelecek 3 yıl bu hasarı telafi etmekle geçecek." dedi.

Aşı randevularında yaş sınırı

Sağlık Bakanı Koca, cuma gününden itibaren 18 yaşından gün almış herkesin aşı randevusunun açılacağını bildirdi.

Delta varyantı

Koca, "Delta Plus'ı ülkemizde tespit etmedik. Delta varyantıyla ilgili 134 vakamız oldu. Toplam 16 ilimizde görüldü. Yoğunluklu olarak İstanbul'da görüldü." ifadelerini kullandı.

Sağlık Bakanı Koca, Delta varyantında iki doz aşının daha etkili olduğunun bilindiğini, gelecek süreçte iki aşı arasındaki 6 haftalık süreyi 4 haftaya çekebileceklerini bildirdi.

Aşılamada 'Kurban Bayramı' hedefi

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, açıklamalarının devamında şunları kaydetti:

"Nüfusun en az yüzde 70'inin, 55 milyona yakın vatandaşımızın Kurban Bayramı'na kadar en az bir doz aşılanmış olmasını sağlamak istiyoruz. Bazı ülkelere karantina uyguluyoruz 14 gün olarak. 1 Temmuz itibarıyla bunu biraz daha detaylandırmış olacağız, belki bazı ülkelerde yasak koymak da gerekebilir."

Sağlık Bakanı Koca, önümüzdeki dönemde zorunlu olmadıkça kısıtlama uygulamak istemediklerini söyledi.

18 yaş üstünün aşı uygulamasına dahil edilmesi

Koca, "Gençlerimizin bağışık olmalarıyla üniversiteler çok rahat açılabilecek." dedi.

Sağlık Bakanı Koca, 18 yaş altı kronik rahatsızlığı ve ek hastalığı olan gençleri de 1 hafta 10 gün içinde aşılamaya başlayabileceklerini bildirdi.

Aşı olmayanların durumu

Sağlık Bakanı Koca, aşı uygulamasında devam edecek sürece ilişkin, "Vatandaşımızı zorlayan, tedbirler koyan bir yaklaşım içinde olmayacağız. Biz vatandaşımızı daha çok ikna etme çabası içinde olacağız." değerlendirmesinde bulundu.

Kaynak: Diyanet Haber

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.