zenginlik

Huzurlu Yuva Nasıl Olur?

Günümüzde her yuvada saâdeti yakalamak mümkün olmuyor. O hâlde ailede saâdet ve huzura ulaşmak büyük bir nîmet oluyor. Yuvayı daha huzurlu hale getirmek için nelere dikkat edilmeli? Huzurlu yuva nasıl olur?

15 Şeyi Yapınca Ümmetin Başına Gelecek Büyük Bela

Kıyamete yakın, 15 şeyi yapınca ümmetin başına gelecek belalar...

Mal ve Servet Düşkünü Olmanın Kötülüğü

İman ile olgunlaşmayan insanlar, dünya varlıklarına düşkün olurlar. Çünkü onlar için ne varsa bu dünyalıktır, ötesi yoktur. Bunun için malı severler, helal haram demeden mirasa konarlar, başkalarının miras hakkını dahi almak isterler.

Musa Efendi'den Zenginlere Uyarılar

Musa Topbaş Efendi’den -rahmetullahi aleyh- zenginlere uyarılar...

Hak Dostlarında Mal Edinme ve Harcama Edebi

Rabbimizin görünür-görünmez sayısız nimetlerinden biri de hiç şüphesiz “mal sahibi olma nimeti”dir. Allah Resûlü -sallallahu aleyhi ve sellem-’in “Sâlih bir adam için mal ne güzel bir nimettir”1 ifadesi, Müslümanın malla ilişkisinin nasıl olması gerektiğine dair ince manalara işaret eder. Her nimet, saygıyı ve şükrü hakeder. Yine her bir nimetin -ilâhî ölçülere dikkat edilmeyecek olursa- yoldan çıkarıcı ve saptırıcı bir yönü de vardır. Öyleyse mala-mülke düşman olmak ya da ondan nefret etmek değil, onu doğru bir şekilde değerlendirecek “sâlih adam” olmak esastır.

Allah İnsana Neden Zenginlik Veriyor?

Allah, malı (serveti) kendi hakkı olan namazın kılınması, kulların hakkı olan zekâtın verilmesine yardımcı olması için indirmiştir (vermiştir). Yoksa hayvanların yeyip içtiği gibi, yalnız faydalanmak ve lezzet almak için indirmemiştir.

Müslümanı Zenginleştiren Ticaret

İnfâk edilen mal bereketlenir; infâk edilmeyense, sahibi için ya dünyada bir fitne ya da âhirette bir azap sebebi olur. İnfâk edilmeyen mal, kulu şımartıp azgınlığa sevk eden nefsânî arzulara sermâye teşkil eder.

Gerçek Zengin Kimdir? Gönül Tokluğu Nedir?

Gönül tokluğu, Allah'ın kendisi için verdiği rızka râzı olma temeline dayanır. Bu da en büyük zenginlik ve izzettir. Çünkü bunun sonucu Allah'ın taksimine ve emirlerine teslim olmaktır.

Para Müslümanı Bozar mı?

İslâm’ın doğru idrâk edilip lâyıkıyla yaşandığı devirler, zenginleştikçe ölçülerin kaybolduğu, her şeyin mübahlaştığı, paranın Müslüman'ı bozduğu, dünyevîleşme virüsünün zenginleşen Müslümanlara da bulaştığı görüşlerine en güzel cevaptır.

Kapitalizm Maneviyatımızı Çalıyor!

Toplumların ve sistemlerin, büyük sermayeler tarafından şekillendirilmesine dayanan kapitalist zihniyetin, hiçbir mânevî tarafı yoktur. Bilâkis o, nefsâniyeti palazlandırdığı için, mâneviyâtı zaafa uğratan bir sistemdir. Zira bu sistem, vicdan sorumluluğu telkin etmez, bilâkis gözyaşı ve merhameti unutturur.

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.