Kilo Almanın 10 Püf Noktası

Dr. Fevzi Özgönülü kilo almanın püf noktalarını anlattı.

HAMUR İŞİ VE TATLI KİLO ALDIRMAZ

Kilo alamayanlara hep, “Kilo problemi olanların yaptığı gibi tatlı, hamur işi gıdaları çok yersen kilo alırsın" derler. Bu gıdalar, kilolu kişilerde kilo almalarına neden olduğu gibi, zayıfları da daha çok zayıflatır.

Zayıf olan ve kilo almak isteyenler, göbeklerinde ve basenlerinde orantısız yağ istemiyorlar. Zayıflar sağlıklı dokulara sahip olmak ve normal bedende sağlıklı görünmek istiyorlar. Bu nedenle zayıf ve kilo almak isteyen kişilerin de tatlıdan, hamur işi gıdalardan ve gece geç saatte yemek yemekten vazgeçmeleri gerekiyor.

KİLO ALMANIN 10 PÜF NOKTASI

1. Sabah mutlaka erken kalkıp doyurucu bir kahvaltı yapın. Kahvaltıda ekmek ve hamur işi gıdaları azaltıp peynir, yumurta, zeytin, yeşillik ve çerez yiyin

2. Kahvaltınız da beslenmek için çay yerine süt veya meyve suyu için.

3. Kahvaltı ve öğlen yemek arasını en az saat aralıklı tutun. Bu süre içerisinde sindirim sisteminizi tekrar çalıştıracak, çiğnenip yutulan bir besin maddesi yemeyin. Ara öğün sindirim sistemini bozar.

4. Öğlen vücudunuzu besleyecek ve güçlendirecek yemekleri seçin. Ekmek, makarna, pilav ve tatlılardan uzak durun.

5. Vücudunuzu ideal ölçülere taşıması için onu dolgunlaştıracak, yağ ve kas dokularını oluşturacak gıdaları sabah veöğlen yemelisiniz. Akşam yediğiniz gıdalar bu işlemde kullanılamaz. En geç güneş batana kadar bu gıdaları yemiş olmanız gerekiyor.

6. Akşam üzeri güneş batmadan önce ya kahvaltılık veya yemek olan bir öğün daha yemelisiniz.

7. Akşam yatmadan önce gündüz yediklerinizin sindirimi ve vücudunuzun yapılanması için mutlaka hareket etmeli veya hafif bir egzersiz içeren bir spor yapmalısınız.

8. Gece erken uyuyup vücudunuzun yapılanması için gerekli olan hormon üretimine olanak sağlamalısınız.

9. Akşam güneş battıktan sonra sakın meyve, çerez veya salata türü yiyecekleri yemeyin.

10. Tatlı isteği azaldıysa, aralarda acıkmıyor ve kendinizi enerjik hissediyorsanız; mutlaka her çocuğun büyüdüğü gibi siz de kilo alarak ideal beden ölçülerine ulaşmaya başladınız demektir.

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.