“Hüdâyi Bülteni” 7. Sayısı Çıktı

Aziz Mahmud Hüdâyi Vakfı'nın kurban faaliyetlerinin anlatıldığı Hüdâyi Bülteni yayınlandı. Üç ayda bir yayınlanan Hüdâyi Bülteni’nin "Kurban Özel" sayısında  “Hakk'a Kurban Mazluma Bayram Olsun” ana manşeti ile Kurban Bayramı'nda gerçekleştirilen yardımların ehemmiyetine vurgu yapıldı.

Bülten, Hüdayi Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Ahmed Hamdi Topbaş Bey’in bültenin içeriğinden ve gerçekleştirilen yardım ve paylaşım faaliyetlerinin öneminden bahsettiği makale ile başlıyor. Aşağıda makaleyi ve devamında tüm bülteni okuyabilirsiniz.

HAKK'A KURBAN MAZLUMA BAYRAM OLSUN

Muhterem Hüdâyi Dostları,

Rahmet, bereket ve mağfiret dolu Üç Aylar iklimini, bize yaşattığı maddi ve manevi ikramlarıyla geride bıraktık. On bir ayın sultanı Ramazan’da Kur’an tilaveti, oruç, teravih, umre ve diğer farz ve nafile ibadetlerimizle Rabbimiz’e olan şükrümüzü eda etmeye çalıştık. Tanıdığımız tanımadığımız birçok kardeşimizle aynı sofrada birlikte iftar sevincini yaşadık. Zekât ve fitrelerimizi ihtiyaç sahipleriyle paylaşarak dualarına ve mutluluklarına ortak olduk. Bayramda sevdiklerimizle ve akrabalarımızla bir araya gelip sıla-i rahim bağlarımızı pekiştirdik. Bize tüm bu güzellikleri yaşamamızın sebebi olarak İslam nimetini bahşeden Rabbimiz’e hamd-ü senâlar olsun. Âlemlere rahmet olarak gönderilen Peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa’ya (sav) salât-ü selâm olsun.

Öncelikle Üç Ayların girmesiyle başlattığımız ve Ramazan ayında yoğunlaştırdığımız İnsanî yardım çalışmalarımıza erzak, iftar, zekât, fidye, fitre, adak ve nafile kurban bağışlarıyla desteklerini esirgemeyen siz Hüdâyi dostları ve gönüldaşlarına, selamlarınızla birlikte yardımlarınızı ulaştırdığımız Türkiye’nin ve dünyanın çeşitli bölgelerindeki milyonlarca ihtiyaç sahibi kardeşimiz adına bir kez daha teşekkür ediyor, Allah’a kurbiyetimize vesile olacak tüm hayır ve hasenatımızın kabulünü yüce Rabbimiz’den niyaz ediyoruz. Ramazan bitti ama yardım çalışmalarımız, hizmetlerimiz devam ediyor. Üstad Necip Fazıl’ın :

“Namaz camiden çıkınca,

Hac Mekke’den dönünce,

Ramazan Oruç bitince başlar.”

mısralarında dile getirdiği gibi biz de İnsanî yardım projelerimize Ramazan sonrasında da kaldığımız yerden devam ediyoruz.

Hakk’a yakınlığı, adanmışlığı ve teslimiyeti ifade eden bir kurban mevsimine daha girmenin sevinç ve heyecanı içindeyiz. İnsanların ve hayır kurumlarının infakta yarıştıkları önemli mevsimlerden birisi Ramazan ise öbürü de Kurbandır. Bizler, Rabbimiz’in “O hâlde Rabbin için namaz kıl ve kurban kes!” (Kevser 108/2)”, “O (kurban)ların ne etleri ne de kanları Allâh’a ulaşır; fakat O’na sadece sizin takvânız ulaşır…” (el-Hacc, 37) şeklindeki emir ve uyarısına takva duygusu içerisinde riayet ederek kurban ibadetinin eksiksiz ve kurumsal bir şekilde yerine getirilmesi gayesiyle yurtiçi ve yurtdışı kurban çalışmalarımızı başlattık. Her kurban döneminde olduğu gibi bu yıl da vakfımız sizlerin vakfımıza vekâlet yoluyla bağışlayacağı kurbanların, gerek yurtiçinde gerekse yurtdışında ihtiyaç sahibi ailelere, dul ve yetimlere, Kur’an kursları ve medreselerimizde okuyan öğrencilerimize ve aşevlerimize dağıtılması noktasında veren el ile alan el arasında köprü olmaya devam edecektir.

Hedefimiz, başta ülkemiz olmak üzere Asya, Afrika, Balkanlar, Kafkasya, Orta Doğu, Uzak Doğu gibi bölgelerde Afganistan, Arnavutluk, Azerbaycan, Bangladeş, Burkina Faso, Filistin, Fildişi Sahili, Kamerun, Kosova, Makedonya, Mali, Pakistan, Somali, Sudan, Suriye Tanzanya, Uganda gibi dünyanın birçok ülkesinde kurbanlar aracılığıyla İslâm dünyasında sevgi, kardeşlik ve ümmet bilinci adına gönül köprüleri kurmaktır.

Hüdâyi Vakfı olarak siz hayırsever kardeşlerimizi gönül coğrafyamızda özellikle yoksulluğun, açlığın, kuraklığın, İnsanî ve siyasi krizlerin derinden hissedildiği bu ülkelerde gerçekleştirilecek kurban heyecanına ortak olmaya davet ediyor, bayramın ülkemiz ve İslam âlemi için hayırlara vesile olmasını niyaz ediyoruz.

Ahmed Hamdi TOPBAŞ

Yönetim Kurulu Başkanı

Hüdâyi Bülteni’nin tamamını okumak için tıklayınız.

YURTİÇİ KURBANLIK FİYATLARI

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.