Genç Dergisinin 211. Sayısı Çıktı

Genç dergisinin 211. sayısı çıktı. Genç dergisinin Nisan 2024 sayısı “Ümmetin Gazze Sınavı 'Yitik İzzeti Bulmalıyız Acilen'” kapağıyla yayınlandı.

“Ümmetin Gazze Sınavı 'Yitik İzzeti Bulmalıyız Acilen'” başlığıyla çıkan Genç dergisinin 211. sayısı dopdolu içeriğiyle çıktı!

ÜMMETİN GAZZE SINAVI

GENÇ Dergi’nin Nisan sayısı dopdolu içeriğiyle çıktı! Gazze’de acı devam ederken gündemimizi doğrudan ya da dolaylı olarak Gazze kılmayı bir vazife biliyoruz. Gazze’de kardeşlerimiz soykırıma uğrarken doğrusu başka bir konuyu konuşmayı bile insanlığımıza sığdıramıyoruz.

Gazze’de katliamlar devam ettikçe, bir türlü ateşkes sağlanamadıkça, her gün daha kötü bir haberle uyandıkça sorular da ağırlaşıyor. Bugün önümüzde duran manzaranın söylediği açık aslında: “Ne yapsak az ne yapmasak vebal!” Ne yapsak az çünkü vahşet devam ediyor, insanlık yok ediliyor. Ne yapmasak vebal çünkü elimizden geleni yapmadığımız takdirde mesuliyetimiz daha da büyük olacak.

Gazze’nin müminler için ilk çağrısı izzet olsa gerek. İtikadımız ve inancımız izzetin tamamının Allah’ta, Resulullah’ta ve müminlerde olduğunu söylüyor bizlere. Bunda zerre şüphemiz yok. Lakin görünen o ki bugün izzet Gazze’nin ta kendisi olsa da İslam ülkelerinde büyük bir gaflet söz konusu.

İstedik ki bu sayıda çuvaldızı kendimize batıralım. Biz kendimize gelelim ki acıları azaltalım, zalimin karşısında durup mazlumları saralım ve dünyaya tekrar umut olalım. Bu sayımız, “yitik hikmet”i aradığımız gibi acilen “yitik izzet” peşinde olmamıza salık veriyor. Bu yüzden şu şekilde haykırıyoruz tüm ümmete: “Yitik İzzeti Bulmalıyız Acilen!”

Cami muhibbi Gürsel Tanrıverdi ile sabah namazlarını camilerde cemaatle kılmanın önemi üzerine konuştu Şehadet Özek. Çok sevdiğimiz rahmetli Bülent Parlak’ı anmak istedik bu ay. Biraz İzdiham Dergisi biraz da baba kız yaşadıkları üzerine kızı Yaren Parlak’la muhabbet etti Hanife Palta Tektaş.

Gündemi okumak, takip etmek bir genç için çok mühim. Nurcan Doğan’ın hazırladığı, gündeme dair özgür, özgün yaklaşımlar içeren genç tarzı haber bülteni “Neler Olmuş Öyle?” sayfalarımız arasında. “Vefa” köşesinde hatıralarını yazmaya devam ediyor Süleyman Ragıp Yazıcılar. Mehmet Yüzücü, “Anadolu Postası” köşesinde Aliya İzzetbegoviç’i mercek altına aldı. Tülay Gökçimen, samimi kalemiyle Makedonya’da yaşadıklarını satırlara döktü.

Muhammed Esat Altıntaş, gençlere yeni ve farklı bakış açısı sunuyor “Bir de Böyle Baksak” köşesinde. “Derkenar” köşesinde güzel yazılarına devam ediyor Fatih Duman. “Sağlık Olsun” köşesinde sağlığımıza iyi gelecek tavsiyeler sunuyor Abdülsamet Koçyiğit. Farklı konularla bizlere farkındalık sunuyor “Bagamoyo” köşesinde Haşim Akın.

Prof. Dr. Soner Duman, “Kafadaki Sorular” köşesinde gençliğin sorularına gençliğin dilinden yanıtlar veriyor. S. Bilgehan Eren, gençler için mühim konuları “Fikr-i Firari” köşesinde mercek altına alıyor. Şeyma Üstün, gündelik hayata dair durumları irdeliyor “Gündelik Hayatın İzinde” köşesinde. “Bir de Böyle Düşün!” köşesinde yeni bir düşünce ufku sunuyor Fatih Sultan Semiz. “En Güzel İnsan’ın Hayatı” köşesinde En Güzel’den hayatımıza yansıyan güzellikleri anlatıyor Mehmet Lütfi Arslan. Emre Topoğlu, “İzi Kalır” köşesinde güzel bir iz bıraktı yeni sayımızda.

Hande Berra gezdiği diyarlarda biriktirdiği hatıraları ve heybesine koyduklarını paylaşıyor “Gezi-Yorum” köşesinde. Burak Genç, “Sanat Defteri” köşesiyle kültür sanat dünyasının nabzını tutuyor, kıymetli tavsiyeler sunuyor. Süleyman Çınar, “Tecrübe Konuşuyor” köşesiyle gençlerin gönlündeki sorularla büyüklerin tecrübeleri arasında köprü olmaya çalışıyor.

Ayrıca ülkemizden, gönül coğrafyamızdan ve dünyadan özgün yaklaşımlarla hazırlanmış haberlere, kültür sanattan bilim teknolojiye, yazılardan röportajlara birçok güzide içerik GENÇ Dergisi'nde sizleri bekliyor.

Daha fazlası için GENÇ'in yeni sayısını almayı, çevrenize duyurmayı unutmayın, unutturmayın.

GENÇ Dergisi, Ebedi Gençlik Dergisi...

Dergiyi temin etmek için tıklayınız...

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.