söz   (16047 içerik bulundu)

Ebû Leheb'in Azabını Hafifleten Sebep

Ne mutlu o mü’minlere ki, Allah ve Rasûlü’nün muhabbetini her şeyin üstünde tutarlar ve yabânî bahçelerin sahte çiçeklerine aldanmazlar!.. 

Işid'e 'islam Devleti' Demeyin!

İngiltere'de yaşayan Müslümanlar, Başbakan David Cameron ve medyanın terör örgütü IŞİD'e 'İslami Terör Örgütü' diyerek meşrulaştırılmasına son verilmesini isted

Dün Yoklukla İmtihandaydık Bugün Varlıkla

İstanbul Medeniyet Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Gülfettin Çelik ile “Türkiye’de Değerler, Dindarlık, Dünyevileşme ve Yaşam Memnuniyeti” araştırmaları üz

Gazzeli Öğrencilerin Hayalleri Enkaz Yığınları Altında

Gazze'de 2014-2015 eğitim-öğretim yılı, İsrail'in saldırıları nedeniyle iki hafta gecikmeli olarak başladı. Ancak 9 bin 600 öğrenci okullarına gidemedi. İsrail'

Kimin Şefaat Edeceğini Ancak Allah Bilir

Bâzı kimselerin, mensub oldukları mânevî yola muhabbette haddi aşarak; “kendi yolunun en günahkârının bile, kırk kişiye şefaat edeceği, âhirette kendi mürşidini

Allah’ın İsimleri ve Anlamları

Mahmud Sami Ramazanoğlu'nun Duâlar ve Zikirler kitabında, hadîs-i şerifler ışığında Allah’ı zikretmeyi, Allah'ın isimlerini ve bunların hangi mânâya geldiklerin

Kurban Kesmek Yerine Parası Fakirlere Dağıtılabilir mi?

Kurban kesmek yerine, parası ihtiyaç sahiplerine dağıtılsa, kurban mükellefiyeti yerine getirilmiş ve kurban kesmenin sevabına erilmiş olur mu?

Şeyhe Bağlılıkta İfrata Kaçmak ve Taassup

Bâzı cezbeli müridlerin heyecan taşkınlığı içinde söyledikleri; “Benim şeyhim bir şeyi dilerse Allah onu mutlakâ verir…” gibi sözler; muhabbet, hürmet ve bağlıl

Kurban Vekaletinde Nelere Dikkat Etmeliyiz?

Vekâleten kurban kesiyoruz. Bize vekâletle kurban kestirmek isteyenlerden kimisinin, kurbanlık alımı için verdiği para, kurbanlıkların normal piyasa fiyatının a

Rabıta'da Âdâba Riayet Etmek

Râbıtanın lügat mânâsı, bağ ve alâkadır. Bu yönüyle esâsen kâinatta râbıtasız hiçbir varlık yoktur. Her şey birbiriyle irtibat hâlindedir. Tasavvufta ise râbıta

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.