Zilhicce Ayı ile İlgili Hadisler

Zilhicce ayı ile ilgili hadisler hangilerdir? Zilhicce ayının ilk 10 günü ve fazileti hakkında hadisler.

Hicrî yılın son ayı, dört haram aydan biridir. Sözlükte “hac ayı” anlamındaki zilhicce (zülhicce, zülhacce) kamerî yılın zilkadeden sonra gelen son ayıdır.

ZİLHİCCE AYININ FAZİLETİ İLE İLGİLİ HADİSLER

İbni Abbâs radıyallahu anhümâ'dan rivayet edildiğine göre Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

"Başka günlerin hiçbirinde, -Zilhicce'nin ilk on gününü kastederek- şu günlerde işlenecek amel-i sâlihten, Allah katında, daha sevimli hiçbir amel yoktur."

- Allah uğrunda yapılacak cihad da mı üstün değildir, Yâ Rasûlallah? dediler.

- "(Evet) Allah yolunda yapılacak cihad da. Ancak malını ve canını tehlikeye atarak cihada çıkan, şehit olup dönmeyen kimsenin cihâdı başka.(O, bundan üstündür), buyurdu. (Buhârî, Îdeyn 11. Ayrıca bk.  Ebû Dâvûd, Savm 61; Tirmizî, Savm 52; İbni Mâce, Sıyâm 39)

***

Peygamber sallâllâhu aleyhi ve sellem Efendimiz buyurdular:

“Allah katında Zilhicce'nin ilk on gününde yapılan amellerden daha değerlisi yoktur; bugünlerde tesbihi çok yapın; tahmîdi, tehlîli ve tekbiri çok söyleyin” buyurduğu nakledilir. (Şevkânî, Neylü’l-evṭâr, III, 354)

***

Allah Rasûlü sallâllâhu aleyhi ve sellem Zilhicce ayının ilk on gününde yapılan amel-i sâlihlerin Allah katında çok kıymetli olduğunu ifâde eder, (Bkz. Buhârî, Iydeyn 11) bilhassa arefe günü tutulan oruç için: “Geçmiş bir yılın ve gelecek bir yılın günahlarına kefâret olur.” buyururdu. (Müslim, Sıyâm 196, 197)

***

Ebûbekir’den radıyallahu anh rivayet edildiğine göre, Hz. Peygamber sallâllâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:

“Muhakkak ki zaman(a ölçü olan yıl hesabı) Allah’ın gökleri ve yeri yarattığı gündeki (ilk) biçimine dönmüştür. Sene on iki aydır. Bunlardan dördü (savaşılması) haram aylardır. Üçü ardı ardınadır ki bunlar; Zilkade, Zilhicce ve Muharrem aylarıdır. (Diğeri ise) Cümâdâ (el-âhir) ile Şâban arasındaki Mudar’ın Receb ayıdır.” (Buhârî, Bed’ü’l-halk, 2)

***

Abdurrahman b. Ebûbekir’den nakledildiğine göre, babası (Ebûbekir) şunları anlatmıştır:

Hz. Peygamber sallâllâhu aleyhi ve sellem (Veda Haccı’nda) devesinin üstüne oturdu, bir adam da devenin yularını tutuyordu. Sonra insanlara şöyle hitap etti: “(Ey insanlar!) Bu (Zilhicce) ayınızda, bu (Mekke) şehrinizde bu (arefe) gününüz nasıl mukaddes ise, kanlarınız, mallarınız ve ırzlarınız (şeref ve namusunuz) da aynı şekilde mukaddestir.” (Buhârî, İlim, 9; M4384 Müslim, Kasâme, 30)

***

Efendimiz sallâllâhu aleyhi ve sellem çok oruç tutmak isteyen bir sahabîsine “her aydan üç gün!” oruç tutmasını tavsiye etmiş. Sahabînin daha fazla tutabileceğini söylemesi üzerine:

“Haram aylarında (Receb, Zilkade, Zilhicce ve Muharrem) üçgün oruç tut, bırak; üç gün oruç tut, bırak; üç gün oruç tut, bırak.” diye buyurmuş ve üç parmağını birleştirip bırakmak suretiyle de fiilen göstermiştir. (Ebû Dâvûd, Savm 55. Ayrıca bk. İbni Mâce, Siyam 43)

***

Ümmü Seleme radıyallahu anhâ’dan rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Kimin kesecek kurbanı varsa, Zilhicce ayı(nın hilâli) girince kurbanını kesinceye kadar saçından ve tırnaklarından hiçbir şey kesmesin.” (Müslim, Edâhî 42. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Dahâyâ 3)

İslam ve İhsan

ZİLHİCCE AYININ ÖNEMİ VE FAZİLETİ

Zilhicce Ayının Önemi ve Fazileti

ZİLHİCCE AYINDA NELER YAPILIR?

Zilhicce Ayında Neler Yapılır?

ZİLHİCCENİN İLK ON GÜNÜNDE ORUÇ TUTMANIN FAZİLETİ

Zilhiccenin İlk On Gününde Oruç Tutmanın Fazileti

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.