Zehirden Elde Edilen Şifâ

Çeşitli mikrop, virüs gibi gözle görülemeyen hastalık yapıcılarla mücadelede aşı yolunu bularak önemli bir çığır açan bilim adamları, yüzyılımızın ikinci yarısında öldürücü bir zehir olan botulinum toksinini bulmuşlardır.

İnsanlık tarihi ile birlikte başlayan şifa arayışlarında başarı çoğu kez tesadüflerle bulunmuştur. Çeşitli hastalıklardaki tedavi arayışlarında ise önceleri bitkiler çeşitli taş ve kristaller, müzik, kaplıca, çamur gibi birçok sebepten istifade edilmiştir. Meraklı şifacılar değişik arayışlarını sürdürürken arı, akrep, yılan gibi zararlı hayvanlardan da yararlanmışlardır. Çeşitli mikrop, virüs gibi gözle görülemeyen hastalık yapıcılarla mücadelede aşı yolunu bularak önemli bir çığır açan bilim adamları, yüzyılımızın ikinci yarısında öldürücü bir zehir olan botulinum toksinini bulmuşlardır.

İlk kez 1800‘lerde bayatlamış gıdalarla beslenen insanlarda görülen botulismus olarak adlandırılan öldürücü bir durum: Özet olarak kas ve sinirlerin felç olması sonucu gelişen bir süreç. Latince de botul: sosis anlamına gelmekte, ilk zehirlenmeler ise genellikle sosis yiyen bazı insanlarda görülmesinden dolayı adını sosisten almıştır.

BİYOLOJİK SİLA OLARAK KULLANILMAK İSTENDİ

İkinci dünya savaşı sırasında biyolojik silah olarak da kullanımı planlanan bu zehir, günümüzde tedavisi gerçekten zor olan bir çok hastalığın şifacısı olarak anılmaktadır. Yıl 1970’leri  gösterdiğinde ilk kez tedavide denenmeye başlanıyor. Bu zehir günümüzde değişik hastalıkların tedavisinde kullanılıyor: Stres ve gerilimden dolayı günümüzde sık görmeye başladığımız distoni başlığı altında incelenen çeşitli hastalıklar, (boyun kasılması-tortikollis, bir taraf göz ve yüzde kasılma ile giden hemifasial spazm, el ve kol becerisi ile hayatını kazanan yazarlarda ve çeşitli çalgı aletlerini kullanan sanatçıların hastalığı olan ve yazar krampı olarak bilinen hastalık), çocuk ve erişkinlerde felç sonrası kasılmalar, spastisite, yüz felci sonrası sık görülen seğirme tarzında yüz hareket bozukluğu, aşırı terleme, titreme ve hareket bozukları (Parkinson vs.) vücutta kırışıklıklar, kozmetik amaçlı kullanımlar ve ağrılı hastalıklarda kas romatizması, migren, şaşılık gibi daha birçok alanda yaygınlaşan bir şekilde kullanıldığını biliyoruz.

Önceleri korkularak ve de ölçülü kullanılan bu zehir, günümüzde çok geniş bir alanda ve çok miktarda kullanıma kavuşmuş ve birçok hastalığın tedavisinde olumlu sonuçlar vermiştir. Nadir bazı hastalıklarda, hamile ve süt veren annelerde kullanımı sınırlı olan botulinum zehirini önümüzdeki yıllarda daha çok hastalıkta kullanacağa benziyoruz. Hastayı hayattan bezdiren kasılma ve buna bağlı ağrıları, kullandığımız onca ilaç ve tedaviye rağmen hala kâbus olmaktan kurtulamadığımız hastalarda bu tedaviyle çok iyi sonuçlar elde edebiliyoruz.

Tahminlerin aksine ciddi bir yan etkisi olmayan bu tedavide şimdilik 4-8 aylık aralarla tedaviyi yenileme gibi bir sıkıntı ise zamanla yeni geliştirilen yöntemlerle azalmasını bekliyoruz.

Kaynak: Dr. Ali Akben, Altınoluk Dergisi, Sayı: 213

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.