Yüzakı Dergisinin Şubat 2022 Sayısı Çıktı

Yüzakı dergisinin 204. sayısı çıktı. Yüzakı dergisinin Şubat 2022 sayısı “Üç Aylar ve Miraç” başlığıyla yayınlandı.

“Üç Aylar ve Miraç” kapağıyla çıkan Yüzakı dergisinin 204. sayısı şu şekilde takdim edildi.

ÜÇ AYLAR VE MİRAÇ

Biz nasıl bir varlığız?

İdeolojiler, dünya görüşleri, insana tarifler üzerinden keyfiyetler biçmekte. Kimi; insanı, birbirinin kurdu olan yırtıcı bir varlık gibi tarif ederken, kiminin tarifi, maddî değer üretmekten ibaret bir makine katılığında kalıyor. Kimi yapış yapış cinsiyetle kafayı bozarken, kimi ruh zannederek nefs-i emmâreye işaret ediyor. Kimi biyolojiye takılıp hayvan zannediyor, kimi sosyolojiye takılıp ferdiyetini kaçırıyor. Hepsi bir filin hortumuyla, kuyruğuyla, dişiyle, kulağıyla meşgul...

İnsanı yaratan ise; insanı, yarattığı ayarlarıyla yani fıtratıyla tarif ediyor. Ondaki ıslah ve tezkiye edilmesi gereken noktaları da, mükerrem ve mükemmel olma istîdâdını da O biliyor, O bildiriyor. Zirvenin zirvesiyle dibin dibi arasındaki tercihi kendisine bırakıyor!

Fakat ona yardım ediyor. İnsanı, insanla, insanların en seçkin, en ideal örnekleri olan peygamberlerle terbiye ediyor. İşte âyet:

 “(Rasûlüm!) De ki: Eğer Allâh’ı seviyorsanız bana tâbî olun ki Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. Allah Gafûr’dur, Rahîm’dir.” (Âl-i İmrân, 31)

Ekonomik sıkıntılar, dünyevî istikbal endişeleri, «a»dan «z»ye insanlık nesillerinin bu dünyadan umdukları ve buldukları, şaşkın 21’inci asır insanını mutsuz kılmakta. Parayla mı mutlu olacaktı? Aradığı aşkı bulmakla mı? Kaf Dağı’nın ardındaki ideal toplumu kurmakla mı? Yoksa sadistçe yekdiğerini kemirmekle mi? Hiçbiri insana saâdet getirmiyor. Çünkü yaratılış ayarlarına göre; kalp ancak Allâh’ı anmakla, O’nu zikretmek ve hatırlamakla huzura erebilir. Doyumsuz nefis ancak ondan sonra itmi’nân ile Hakk’a yönelebilir.

Bâtıl davetler, sağa sola çağırırken, gürültüleri ayyûka çıkarken; beş vakit yükselen ezânı duymak bile güç. Lâkin bu hay huy içinde mâneviyâtın kandil kandil, oruç oruç, tebrik tebrik gündemimize girme fırsatı bulabildiği bir zaman diliminin önündeyiz:

Onların birincisinde saklı Miraç hakikati de cesediyle, bedeniyle, maddesiyle, rûhuyla insana, öteler âleminden nice mesajlar getirmekte.

ÜÇ AYLAR VE MÎRAÇ

Genel Yayın Yönetmenimiz M. Ali Eşmeli; mîrac hakikatinde saklı «görebilme» ve gözleri o görülen yüce gerçekten ayırmama idrâkine çağırdı. Üç ayların kıymetini görebilmenin de ancak böyle mümkün olduğunu hatırlatarak.

Muhterem Osman Nûri Topbaş Hocaefendi; «Hazırlık Zamanı» başlığıyla, insanın mâneviyat ihtiyacını ve «Üç Aylar»ın bu ihtiyacı gidermek yolunda nasıl en iyi şekilde değerlendirilebileceğini kaleme aldı.

Kıssalardan Hisseler’de ise; Mîrâc-ı Nebî hâdisesinin öteler âleminden mesajları, dünyadaki akisleri ve bütün bunların bize dersleri yer aldı.

Yazarlarımız; insanın rûhî saâdeti için yapılabilecek hakikî terapileri, telkinleri, ferdî ve içtimâî tedbirleri sıraladılar. Bilhassa namazla alâkalı birçok hadîs-i şerîfi îzahlarıyla tâdâd ettiler.

Üç Aylar’ın feyzinden istifade için müşahhas / somut tekliflerde bulundular.

Huzurumuzu kaçıran gündelik hâdiselere ne kadar ve hangi ölçülerde temas edilmesi gerektiğine dair düşüncelerini paylaştılar.

Şanlı tarihimizden, medeniyetimizden huzur timsallerine misaller verdiler.

Şiir ve edebiyat da gönül huzuruna en güzel ilâç. Şairlerimiz de, gönül mîrâcına çağıran seslenişleriyle sizlerle...

Mübârek olsun...

Dergiyi temin etmek için tıklayınız.

İslam ve İhsan

ÜÇ AYLAR NEDİR?

Üç Aylar Nedir?

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.