Yetersiz Su İçmek Kilo Aldırıyor!

Su, vücudun yüzde 60’ını oluşturan ve oksijenden sonra vücut için en gerekli bileşen. Fakat özellikle son zamanlarda suyun yerini bolca kahve, çay ile asitli içecekler almaya başladı. Bu tür alışkanlıklarımız da maalesef vücudumuza yetersiz su alımını ve günlük kalori artışını tetikliyor.

Yapılan çalışmalara göre; suyun yerini almaya başlayan içecekler günlük ortalama 200 kalori fazla almamıza neden oluyor. Bu da bir yılda ortalama 10 kiloluk artışı demek. Ayrıca yeterli su içmediğimizde, diğer bir deyişle vücudumuz susuz kaldığında, sindirim enzimlerinin çalışma temposu yavaşlıyor. Yavaşlayan sindirim sistemi de kilo artışına neden olabiliyor. Beslenme ve Diyet Uzmanı Melis Torluoğlu yağ yakımını hızlandırmak, vücuttan toksinleri atmak ve ideal kiloyu koruyabilmek için her gün düzenli olarak 2-25. litre su içmek gerektiğine dikkat çekiyor!

YETERSİZ SU TÜKETİMİNİN 8 TEHLİKESİ

Beslenme ve Diyet Uzmanı Melis Torluoğlu, yetersiz su tüketiminin neden olduğu sağlık sorunlarını şöyle sıralıyor:

  1. Kilo artışı: Vücut susuz kaldığında veya diğer bir deyişle içilen su miktarı yeterli gelmediğinde sindirim enzimleri ve bağırsakların çalışma temposu yavaşlıyor.
  2. Yavaşlayan sindirim sistemi de kilo artışına neden olabiliyor.
  3. Kabızlık: Vücudun susuz kalması sonucu sindirim enzimleri ile bağırsakların çalışma tempolarının yavaşlaması nedeniyle kabızlık problemi gelişebiliyor.
  4. Zihinsel sorunlar: İçilen suyun ortalama yüzde 75’ini beyin kullanıyor. Eğer günlük ortalama sıvı alımı düşerse; baş ağrısı, unutkanlık ve konstrasyon kayıpları oluşabiliyor.
  5. Depresyon: Vücutta yetersiz su nedeniyle ilerleyen dönemlerde kronik yorgunlukla birlikte depresyon gelişebiliyor. Bunun nedeni ise vücutta yetersiz su nedeniyle beynin enerji üretiminden vazgeçmesi.
  6. Kas ağrıları: Aktif olarak spor yapan kişilerin su alımı ekstra bir önem taşıyor. Vücuttaki yetersiz su nedeniyle kaslarda biriken laktik asidin vücuttan atılamaması sonucu kas ağrıları oluşabiliyor.
  7. Cilt kurulukları: Yetersiz su tüketiminde cilt kurulukları, ciltte esneklik kaybı ve erken yaşlanma sorunları gelişebiliyor.
  8. Nabızda yükselme, kalp çarpıntısı: Kalp bir tür kas olduğu için kan akışındaki düşüş ve yetersiz sıvı alımından kaynaklanan elektrolit yoğunluğunda artış ve nabızda yükselme ile kalp çarpıntısı oluşabiliyor.
  9. Ateş: Su vücut ısısının korunmasında kritik bir rol oynuyor. Vücut ısısı yükseldiğinde terleyerek dengeye geliyor. Yetersiz sıvı alımı sonucu terleme duruyor ve vücut ısısı yükseliyor.

ÇAY, KAHVE SUYUN YERİNE TUTAMAZ

Yetişkin bir kişi günlük ortalama 2-2,5 litre sıvıya ihtiyacı duyuyor. Pek çok kişi sıvı ihtiyacını; çay, kahve, meyve suyu, ayran ve çorbayla karşılıyor. “Bu sıvılar suyun yerini asla tutamaz” diyen Melis Torluoğlu, günlük sıvı ihtiyacının en az 1,5 litresinin mutlaka sudan tamamlanması gerektiğini, bu miktarın yaz aylarında ve spor yapıldığı dönemde artış gösterebileceğini belirtiyor.

SABAH UYANIR UYANMAZ 2 BARDAK SU

Beslenme ve Diyet Uzmanı Melis Torluoğlu,” Su alışkanlığın edinilmesi 21 gün, yani 3 hafta sürüyor” diyerek bu alışkanlığın nasıl kazanılacağı konusunda şu önerilerde bulunuyor: “Su içmeyi düzenli hale getirmek isteyen kişilerin bunu yılmadan 3 hafta boyunca denemeleri gerekiyor. Sabah uyanır uyanmaz 2 bardak, gece yatmadan önce 2 bardak ve yemeklerden önce birer bardak su günlük sıvı alımını tamamlamak için yeterli olabiliyor”

YETERLİ SU TÜKETİYOR MUSUNUZ?

Melis Torluoğlu, su alımının yeterli olduğunu belirten en basit göstergenin, idrara çıkma sıklığı ve idrarın rengi olduğunu belirtiyor. 3-5 saatte 1 kez açık sarı renkli idrar yeterli su alımına işaret ediyor. Günlük su alımı tamamlanmadığında ise idrar koyu sarı bir renk alıyor ve kokusu yoğunlaşabiliyor.

YEMEKTE SU İÇİLİR Mİ?

“Susama ve su ihtiyacı hissettiğimizde vücutta yüzde 1’lik bir su kaybı oluşmuş ve su alımı için gecikilmiş demektir” diyen Beslenme ve Diyet Uzmanı Melis Torluoğlu sözlerine şöyle devam ediyor: “Bu nedenle susamadan su içmek alışkanlık haline getirilmeli. Ayrıca su sindirimi güçleştireceği için asla yemekle birlikte içilmemeli. Yemekten 2 saat öncesi ya da sonrasında tercih edilmeli.”

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.