Yaz Kur’an Kurslarında Yaklaşık 4 Milyon Öğrenci Eğitim Alacak

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, yaz Kur’an kurslarının açılışının ikinci haftasında öğrenci sayısının 2 milyona yaklaştığını belirterek, “Bu sezon sonuna kadar yaz Kur’an kurslarımızdan istifade edenlerin sayısı 4 milyon civarında olacaktır.” dedi.

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Ankara Sağlık Bilimleri Üniversitesi yerleşkesinde bulunan Gülhane Camii Yaz Kur’an Kursu’nda eğitim gören öğrencilerle bir araya geldi.

“TEMEL DİNİ BİLGİLERİN YÜZDE 80’İ KUR’AN KURSLARINDA ÖĞRENİLİYOR”

Buradaki konuşmasında, 3 Temmuz’da Türkiye’nin bütün camileri ve Kur’an kurslarında yaz Kur’an kurslarının başladığını ve kayıtların halen devam ettiğini belirten Başkan Erbaş, “Ülkemizde insanlarımızın büyük çoğunluğu yani yüzde 80’i temel dini bilgilerini yaz Kur’an kurslarındaki hocalarımızdan alıyor. Buradan vatandaşlarımıza çağrıda bulunuyoruz; çocuklarımız okul öncesi, ilkokul ve ortaokul çağlarındayken lise çağlarını geçirmeden mutlaka camilerimizde açtığımız yaz Kur’an kurslarına devam etsinler. Belli bir yaştan sonra öğrenmek de zorlaşıyor.” dedi.

Başkan Erbaş, “Hocalarımız, Kur’an kursu öğreticilerimiz, imamlarımız, müezzinlerimiz yani bu sınıflarda derse giren hocalarımız bir annelik, babalık şefkatiyle çocuklarımıza kolaylaştırarak, zorlaştırmadan eğitim veriyorlar. Peygamber Efendimizin (s.a.s.) ortaya koymuş olduğu; ‘Kolaylaştırınız, zorlaştırmayınız.’ metodunu da takip ederek kısa zamanda çocuklarımıza temel dini bilgileri verme noktasında büyük bir başarı elde ediyorlar.” diye konuştu.

Her yıl Kur'an kurslarındaki niteliğin arttığına işaret eden Başkan Erbaş, Kur’an kurslarının Kur’an-ı Kerim ile temel dini bilgileri öğrenme noktasında yaz Kur’an kurslarının önemli eğitim kurumları olduğunu söyledi.

“2 MİLYON ÖĞRENCİ SAYISINA YAKLAŞTIK”

Başkan Erbaş, Kur’an kurslarında eğitim gören öğrenci sayısına ilişkin, “Kur’an kurslarının açılışının ikinci haftası olmasına rağmen şu anda iki milyona yaklaşmış durumdayız. Benim kanaatim bu sezon sonuna kadar yaz Kur’an kurslarımızdan istifade edenlerin sayısı 4 milyon civarında olacaktır.” ifadelerini kullandı.

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.