Yasir Bin Amir (r.a.) Kimdir?

İlk Müslümanlardan, İslam tarihinde şehit olan ilk erkek sahâbî; Yasir Bin Amir’in (r.a.) Hayatı...

Yâsir Bin Âmir (r.a.), Yemenliydi. Mekke’ye gelmiş, Mahzumoğullarından Ebû Huzeyfe’nin himayesine girmiş ve onun cariyesi Sümeyye ile evlenmişti. Yâsir ve hanımı Sümeyye (r.a.), oğulları Ammâr Bin Yasir’in (r.a.) davetiyle Müslüman olmuş, iman kervanına diğer oğulları Abdullah (r.a.) da katılmıştı.

MÜSLÜMAN AİLE

Kureyş’in en zalim kabilesi Mahzumoğulları kendi himayelerindeki Yâsir ailesinin Müslüman oluşuyla âdeta kahroldu. Mahzumoğullarının lideri, ümmetin Firavunu Ebû Cehil kudurmuş bir köpek gibi saldırdı Yâsir ailesine. Ne zulümler ne eziyetler yapıldı onlara! Müslümanlar çaresiz, hüzünle seyrettiler yaşanan acıları.

YASİR AİLESİNE YAPILAN İŞKENCE

Allah Resûlü, Yâsir ailesinin yanına vardığında yüreği yandı, gözyaşlarını tutamadı. Yâsir, Ya Resûlallah, bu eziyetler daha ne kadar sürecek, diye sorduğunda Muhammed (s.a.v.) onları sabretmeye, direnmeye çağırdı.

“Allahım, sen Yâsir ailesini bağışla!” diyerek dualar ediyor. (İbn Sa’d,Tabakat,III,249.)

“Sabredin ey Yâsir ailesi, size müjdeler olsun! Sizin mükâfatınız cennettir.” sözleriyle onlara moral veriyor, teselli ediyordu. (İbn Hişâm, Sire,I,342; Hakim, Müstedrek,III,432.)

İSLAM’IN İLK ERKEK ŞEHİDİ

Allah Resulü’nün şefkat dolu sözleri, emsalsiz müjdeleri Yâsir ailesinin gücüne güç kattı. Onlar Ebû Cehil ve diğerlerinin karşısında yalçın dağlar gibi durdular. Fakat bitip tükenmek bilmeyen işkenceler, dayanılmaz baskılar yaşlı Yâsir’in vücudunu perişan etmişti. Kardeşini bulmak için geldiği Mekke’de Rabbini bulmuş, Allah Resûlü’nün dostluk ve sevgisine mazhar olmuştu. Zulme boyun eğmeyen yüce sahabi Allah yolunda, “Rabbim Allah’tır!” diyerek şehit oldu. (İbn Esir,el-Kâmil fi’t-Tarih,I,588; Halebi, İnsanu’l-Uyun,I,483.)

Zulüm ve isyanda Nemrutlarla yarışan Kureyş liderleri Yâsir’in şehadetinden kısa bir süre sonra oğlu Abdullah’ı da bir okla şehit ettiler. (Belâzurî,Ensâbu’l-Eşrâf,I,160.)

 

İslam ve İhsan

İSLAM'IN İLK ŞEHİTLERİ

İslam'ın İlk Şehitleri

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

  • Allah hepsinden razı olsun! Makamları gerçekten çok mübarek! Hayatları dayanılmaz çile ve fedakarlıkla geçmiş insanlara saygımız sonsuz. Dünyanın pisliğine hiç bir zaman minnet etmemişler. Fakat maalesef günümüzde ne anlaşılıyor ne de doğru düzgün anlatılamıyor. Zaten dinleyenler de ''Bunlar eskilerin hikayeleri'' diyor genellikle.

    gerçekten çok işime yaradı çok teşekkürler

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.