Yasin Suresinin Fazileti
Yasin suresini okumak ve dinlemek sevap mıdır? Yasin suresi ölüler için okunur mu? Yasin suresinin faziletleri nelerdir? Yasin suresini okumanın ve dinlemenin faziletleri.
Yâsîn sûresi Mekke’de nâzil olmuştur. 83 âyettir. İsmini birinci âyette geçen يٰسٓ (Yâsîn) kelimesinden alır. Resmî sıralamada 36, iniş sırasına göre 41. sûredir.
YASİN SURESİNİN FAZİLETLERİ
Resûlullah (s.a.s.) şöyle buyurur:
“Her şeyin bir kalbi vardır; Kur’an’ın kalbi de Yâsîn’dir.” (Tirmizî, Fezâilü’l-Kur’ân 7)
Yine Efendimiz (s.a.s.) buyurur:
“Ölülerinizin yanında Yâsîn’i okuyun.” (İbn Mâce, Cenâiz 4; Ahmed b. Hanbel, Müsned, V, 26)
Bu hadis-i şerifi iki türlü anlamak mümkündür. Birincisi, “Ölmek üzere olanlarınıza okuyun.” Çünkü Yâsîn sûresi hep imanî mevzulardan bahsettiği için, son nefeslerini vermekte olan bir kişi onu dinlediği zaman imanı takviye olacak ve biiznillâh imanla âhirete intikâline yardımcı olacaktır. Bir kısım âlimlerimiz ise hadisin zahiri mânasını dikkate alarak, “Yâsîn’i ölüp defnettiğiniz mevtâlarınız üzerine okuyun” şeklinde anlamışlardır. Her iki mânada dinimiz açısından doğrudur. Çünkü, ölülerimizin hayrına yaptığımız duaların, istiğfarların, kestiğimiz kurban ve verdiğimiz sadakaların onlara faydalı olacağını haber veren çok sayıda âyet-i kerîme ve hadis-i şerif vardır. Nitekim şu âyet-i kerîme bu açıdan dikkat çekicidir:
“…Rabbimiz bizi ve bizden önce geçmiş olan mü’min kardeşlerimizi bağışla! Kalplerimizde iman edenlere karşı hiçbir kin ve kötü duygu bırakma! Rabbimiz! Şüphesiz sen çok şefkatli, çok merhametlisin!” (Haşr 59/10)
Peygamber Efendimiz (s.a.s.) şöyle buyurur:
“İnsan öldüğü zaman bütün amelleri kesilir. Ancak şu üç şey bundan müstesnâdır: Sadaka-i câriye, istifade edilen ilim ve kendisine dua eden hayırlı evlât.” (Müslim, Vasıyet 14)
Sa‘d b. Ubâde (r.a.), yanında bulunmadığı bir esnâda annesinin vefât ettiğini, onun adına sadaka verdiği takdirde kendisine bir faydası olup olmayacağını sormuştu. Allah Resûlü (s.a.s.) “Evet” buyurunca, Sa‘d sahip olduğu meyve bahçesini annesi adına tasadduk etmişti. (Buhârî, Vesâyâ 15)
Çünkü dinimiz kabir âlemini ve âhiret hayatını dünyanın tabii bir devamı saymakta, ölüsüyle dirisiyle Müslümanları tek ruh olarak görmekte, mü’minlerin gönüllerinde âhirete imanı kökleştirecek hususlara çok önem vermekte, bu sebeple dirilerin ölülerle, daha açık bir ifadeyle hayattakilerin kabir âlemiyle irtibatlarını hep canlı tutmaktadır. Efendimiz (s.a.s.) kabirdekilerini selamlarken buyurduğu وَ اِنَّا اِنْ شَاءَ اللّٰهُ بِكُمْ لَاحِقُونَ (ve innâ inşâellâhu bikum lâhikûn) “İnşallah biz de yakın zamanda size kavuşacağız” (Müslim, C3nâiz 104) sözü bu açıdan çok mânidardır.
Yâsîn sûresi İslâm toplumlarında öylesine mühim bir yere sahiptir ki hatta “Yâsîn sütü” diye bir tabir ortaya çıkmıştır. Nitekim anlatıldığına göre imanlı bir kadın, çocuğunu emzirirken daima Yâsîn sûresini baştan sona kadar okurdu. Kadın sûreyi bitirinceye kadar da çocuk emmeyi bitirir ve bu âdetini muntazaman devam ettirirdi. Çocuk büyüdü; hayırlı, âlim, fâzıl bir zat oldu. Kadın oğluna ara - sıra şöyle derdi:
“- Oğlum! Sakın bu fazileti hep kendinden bilme, zira ben seni Yâsîn sütü ile büyüttüm!..”
Kaynak: kuranvemeali.com
YORUMLAR
Ilk defa duydum. İlginç, yol açıcı bu bilgiler için teşekkürler. Sağ olun var olun